9
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2331
Okunma
Şiirin isim babası; Ahmet üMİT’in "Sultanı Öldürmek" romanında geçen, "Bâb-üs-saadet"
yani; Saadet Kapısı
Emek ve alın teri kutsaldır.Üstada teşekkürler.
miadını doldurmuş atıl evrak gibi
kırmızı mührünü vurmuştu felek
sarı dosyaya kaldırıp gözlerimin çukurunu
alın çizgimdeki lâbirentlere
tutuşturdu kaderi
zembereği paslı/ unutulmuş eski saat sanki
bir köşede kurulmayı bekleyen umutlarım
fişlenmiş/katmerleşmiş geçmişinden zanlı
acıların erkete yalnızlığında
çöp kutusunda yok olmayı bekleyen
ömrümün "ilk baharı" içtima ederken
açıldı zaman dudağının
bâb-üs- saadet kilidi
ve
sen girdin “son baharım”
sararmaya yüz sürmüş
baş uçundaki servilerin yaprağı dökülmüş,
gizleri, anadan doğma çoktan gömülmüş
üstü açık mezarıma
sin’imde kuruttuğum mor karanfilime
gün/eşin gözlerinden çözüldü beyaz kefenim
hasretin martıları umut çalarken yıldızlardan
saçlarımı taradım ilk defa
aşkın gümüş tarağından
oysa
içimde kırılmış perdesiz sisli aynalar
vahaya susamış saplantılı kaktüs dikeniydiler
battıkça sızlayan dil yarasına köklerim
patlamış mısır tanesi gibi savruldular dört bir yana
ki onlar anıların
iki yüzlü maskeleriydiler
şimdi
yem atıp geçmişin bataklık kuşlarına
sığ sularından gamzelerine kulaç atar/
çilingir sofrası kurup
yüreğinin mangal keyfiyetinde
acıkırım her nefeste gözlerinin derinliklerinde
yeniden
kadehini kaldırıp kader yortusu rıhtımına
tenine bandırılmış mavi nehirler akar asi damarlarımda
sarhoş olduğum
içmeden dudağının ıslak neminde
Ümmü AŞCI
(ÜMA)
5.0
100% (17)