kara kıta
lejyoner hedefi
beyaz patronların siyahi gözdesi





cahiliyet bir kader mi
sırta vurulan eğerin semerimi yoksa
köle olmaya seçildiler
devşirme kıyafeti üstüne dikildi
medeniyet tek dişi kalmış canavar
kurban edildi inci dişleri
açlık
sefalet abandı topraklarına
geçmiş askıda kalmadı üremekte hâlâ


soykırım için biçilmiş kaftan
ne de olsa kobay olmak bedava
hedefin ismi cismi kimlik bilgisi gereksiz
ana karnı bile vicdanı zorlamıyor
çek çıkar fetusu
kan istiyor elmas avcısı


bir gün yabancı çaldı kapılarını
yabani sezgileri irkildi
sonra mı
üç kuruşluk materyaller asıldı boyunlarına
çakı
ucu kırık ayna
satsan para etmez belki de
o farklıydı teni beyazdı
kabile reisi dost sandı iblisi
sıcak bozkırı nimeti özlemişti

1 ocak 1990

doğrandı insanlık
ölüm mekanı ruanda coğrafyası
akbaba tok ilk defa
kan kokuyor sema ilik sağnak halinde
tutsi ılımlı şarkılar söylerken güneşe
açıldı göğüsleri keskin pala ile
avrupa diş geçirdi sol kapakçığına
dili salyasını yalarken kimse dur demedi


azgın ruhlar yayıldı afrikaya
bakire kızlar kapışıldı ortalık yerde
bedenler koparıldı kökünden
ırzına geçti leş kargası
kırk üstü kim bilir kaç kişi


medeni eylemler başladı
safari adı altında doğal yaşam ezildi
filin ömrü uzun değil mi
şimdi on yılı arar oldu
doğa’nın kanunu hükmünü kaybetti
çıkar oyunları zar atıyor şerefine




"Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun,gözyaşlarımızın
rengi aynıdır."




kayıp şehir
masal sarayını göm çölüne

beyaz adam saldı kurtlarını üzerine...





lamour