Kendime küçük geldim
hiçbir durak almıyor bavulumu
anne
kokmuyor öznesi gizlenmiş öğütlerin eskisi gibi
ya da
babam savurmuyor sesini
hiçbir adam sevişmiyor mazi kadar
suç değil imtihan sarmalı nefes
tutukla gücün yetiyorsa

Yağmur saçlı kadın içtiğim konyak nasılsın
izleri kül tablama bastım
korkma
sigara yaklaşmadı bırakalı
bir beyaz kağıt açtım önüme
otlu peynir anasonuma yolcu
yazdığım tüm yazılar sana varmak için
saten geceler
tüylü ayıplar sana
evet
dişlerimin arasına sığındı tüm fahişeler
asın
ipiniz dinliyorsa Azrail’i

Kapandı sokak
yasakları çekiyor zihnim teker teker
Ankara soğuğu kadar asfalt
tren garları Mezopotamya sofrası
yani
Tanrı cennetini yıkamış gerekliyiz sevgilim
anlamıyorsun değil mi
ama
tüm sistemler gibi Arif olan Ahmet anlar

Pazartesi
salı
hakiki yaralara gün işlemez
yüzyıllık serseri hacet gideriyor çığlık çığlığa
yarı açık konuşuyorum
belki de kalabalık korkusu yaşadığım
hadi
kur kalemi
kurşun askerlerine ihtiyacım var

06:07
acil şifalar diliyorum
bugün hava kötü
duydum ki kapı zincirini emmiş soyunmuş devrik padişah
gel
nazarımı beceremez ilah


Hoş geldin
ağzı mavi Cebeli masalım ...





Lamour