kader der ki

yazgı balmumu gibi dondurur insanı
hikayen ekşiyebilir
belki de ömrün uzun vadeli
üzülme
iki çubukluk şansın var
ya çek
ya da çekil git



kul der ki

çulum eskidi
ağzım kurumuş soğana talim
gül benim olmadıktan sonra diken neyime
duy!
itibar kuklası
sağ elin garanti sanma
tahta sandığın çivilendi doğmadan



azrail der ki

zamanın kıymetli değil mi
oysa
çukur iki metre hesabı bin asır sanki
borcuna sadık kalmalı her canlı
unutma
bir nefes kadar mühlet
içi geçmiş partiler
tek gecelik sevişmeler kurtarmaz seni
öyle bir çökerim ki üstüne
karadaki balıktan farkın kalmaz



hayat der ki

abu şerbetim eksildi
şişe’nin dibi kıl kapmış duyduğuma göre
düşe kalka büyüdün
kim bilir kaç dikiş yedi diz kapağın
sonra
evrim geçirdi bünyen
sesin kalınlaştı on sekize yakın
meme ucun genişledi mesela
aldanma kalın kaplı defterine
zira heyben pamuk ipliğine bağlı
kılcal bir yırtık sipariştir ölüme








böyle gidiyoruz işte
arkaya bakmadan adım sayıyoruz


sonrası
yoğun bakım ünitesi...












lamour