aklımın en fütursuz en sade şekliyle söylemeliyimki sesimin içiyle seviyorum seni..
yarın pazar düşülkenden içeriye güneşler sızacak haydar abi kaçak çayından demleyecek öğrenci tadında yudumlayacağız,çıldırasıya martılar pike yapacak yol boyu tramvayların kampana seslerine aldırış etmeden beyoğlundan beşiktaşa bir yol bir ağaç bir ışık bulunur elbet üstelik masmavi bir pazar sabahı
akşam olur serin bir rüzgara dökerim içimi ama şimdilik sokakta çocuk sesi sokakta siren sesi ten ile titreyiş kitap ve müzik iğne ile kuyu gibi kelimeler dolaşıyor ağzımda
kimsesizliğim benim bir yürek sıkışıklığı bir serin rüzgar borçlusun bana şiirsiz bir gece,umursamaz bir bakış, hadi sende edası borçlusun bana..
’’koyu bir mevsimi demleyip içmek yirmi dörtten önce.. ölümüne bir düş çizmek sonra göğe..nasılsa nemli bir akşamın suflesi sesim’’..
Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Saklandımı bir kez arka bahçelere,aratır durur kendini,nerede olduğunu bilirsiniz de erişemezsiniz,iğne ile kuyu kazımak gibidir,su başlarına taşlar diker kazıtırsınız kendi elleriniz ile yalnızlığınızı
çok güzel di.haklısın şair,sanırım bir zaman sonra kendi ellerimizle kazıyoruz koyu bir yalnızlığı..böyle anlarda sönmüş bir dağın kokusunu içimize alır susarız..bazen insan bu hayatı yalnızca harflere,sözcüklere anlatmanın yalnızlığını devşiriyor ömrüne..sevgiler şairim..
çok güzel di.haklısın şair,sanırım bir zaman sonra kendi ellerimizle kazıyoruz koyu bir yalnızlığı..böyle anlarda sönmüş bir dağın kokusunu içimize alır susarız..bazen insan bu hayatı yalnızca harflere,sözcüklere anlatmanın yalnızlığını devşiriyor ömrüne..sevgiler şairim..
Bir adam Meçhule tırmanıyordu. Sisyphe'e benziyordu uzaktan. Bir adam Meçhule tırmanıyordu topraktan. Arkası uçurum, yanları duvar. Kaç sabah güneşle selamlaştılar, kaç aksam yıldızlar feneri oldu, bilmiyor.
Koro Olemp'e yalnız gidilmez. Kervanla çıkılır yola. Bin çıkılır, bir varılır; bir çıkıp bir varılmaz. Olemp'e yalnız gidilmez
Ve adam tırmanıyordu. Musa'nın gözünü kamaştıran nur, kavurdu gözbebeklerini.
Adam haykırdı: Nemesis, Nemesis! Yıldırımlar gibi ulu çınarlara musallat Tanrıça... Ben ne Olemp'in sırlarını faşeden bir yari-Tanrıydım, ne erguvanlar içinde doğan bir prens. Ama madem ki, parmakların bana kadar uzandı, madem ki beni de hışmına layık gördün, seni utandırmayacağım. Ya ölüm boğacak şarkılarımı, ya elimden aldığın dünyadan daha muhteşemini yaratacağım.
Ve Meçhule tırmanan adam Kelime oldu.
2
Tanrı, yıldızlarla oynayan bir çocuk.
Senin yıldızların kelimeler, söyle raksetsinler, alev saçlarıyla sonsuz bahçesinde hayallerinin.
Kelime ormanda uyuyan dilber, sair uzaklardan gelen şehzade.
Öyle seveceksin ki kelimeleri sana yetecekler.
Yıldızlar Tanrı’ya yetmiş mi?
Kelimeler benim sudaki gölgem, okşayamam onları, öpemem. Bir davet olarak güzel kelime ve dualarda muhterem. Gönülden gönüle köprü, asırdan asıra merdiven.
Kelime, kendimi seyrettiğim dere. Kelime sonsuz, kelime adem.
3
Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir aksam. Nereden gelirler bilinmez. Kah çığlık çığlığadırlar, kah sesleri işitilmez.
Çiçeğe benzer kelimeler: turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgar sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz...
4
Saçlarından yakalayamıyorsun zamanı, mısraa, şarkıya kalbedemiyorsun. Ve sükut medar ormanlarındaki bitkiler gibi büyüdükçe büyüyor.
Senin türben kelimeler. Yuvarlanırken tırnaklarını kağıda geçirmek istiyorsun; kağıda, yani ebediyete. Zavallı çocuk, bilmiyorsun ki ebediyet sümüklüböceğin izleri kadar aldatıcı. " Cemil MERİÇ
Gözlerini yorduğum için bağışla lütfen beni şair; lakin kelimelerin bana senin gibi bir kelime tutkununu hatırlattı ve dehşet derecede paylaşmak istedim seninle... Bir kez daha gördüm ki "kelime ormanda uyuyan dilber, şair uzaklardan gelen şehzade" öyle öpücükler konduruyorsun ki kelimelerin alnına, sonsuzluğa çentik atıyor sesin... Sesinin yankısını duyurmak istedim sana sadece... Arka bahçene gömdüğün çocukluğunun sesini duyduğum gibi... Kutluyorum emeğini bu özel günde... Sevgiler...
Yumuşacık başlayıp derinden derinden hızlanan mısralar içtiğimiz çayı devirmesin diye sıkı ve sıcak tutuyoruz ellerimizle.. İstanbullar dolusu yazlar biriktirdi İzmirde..:P
Resim ne kadar enerjik gecenin bir vakti içimizin kararmış ağustoslarını kabuslardan oyun vaktine çağırır gibi..
Hoş geldin şairim..istanbul sıcaklığında selamlıyorum ben de izmiri.. ne yaprağın üzerindeki nem ne de sıcaklı soğumasın çaylarımızın şairim..Sevgilerimle..
Hoş geldin şairim..istanbul sıcaklığında selamlıyorum ben de izmiri.. ne yaprağın üzerindeki nem ne de sıcaklı soğumasın çaylarımızın şairim..Sevgilerimle..
İstemeyle ilgili değil aslında,salt hüzünler belirlememeli gidilecek yolu.biraz buna değinmek istedim..geride ince sızı ve sitem konusunda ki söyleminiz için ayrıca teşekkürler..Sevgiler.
İstemeyle ilgili değil aslında,salt hüzünler belirlememeli gidilecek yolu.biraz buna değinmek istedim..geride ince sızı ve sitem konusunda ki söyleminiz için ayrıca teşekkürler..Sevgiler.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.