1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1115
Okunma
/bölüştük gizli bir öpüşmeyi/
denize düşen sesini karşılıyoruz bir vapurun
ellerin ıslak ve utangaç bakıyor
yarasını teninde taşıyan bir deniz bu
balıkçılar pansuman yaptıkça anlıyorum
/sırtımda aylak yangını baharın/
her çocuk suyunu ısıran bir girdapla yaşıyor akşamüstleri
gençliğine koşuyor atları dünyanın
bir martıyı yakalıyoruz can evinin gölgesinden
yosunun kokusundaki şamandıraya demirliyor rüzgâr
çöp kuşları tükürüyor göğün avlusuna
/varsayalım yaşam bir yağmur ikindisi/
diyorsun ki gamzesine yaralı bir kadın oturmuş ferdanın
diyorsun ki saçlarında kaç böceğin ölüşüdür bu ağıt
bana akma diyorsun bakımsız bakışlarınla
gözlerinde o ipekten uykunun dönencesi var
yaslanıyorum tenindeki mimozaya
hep böyle zamansız uçuk kaçık
uyuyan gemilerin iskeletleridir yastığında rüyalar
/yok sayalım her hüzün otobandır insana/
ah pencerede röntgenci bir şehir pencerede
sabahın sisli silahıyla deliyor kalın duvarımızı
çatlak bir vapur geçiyor yüzlerimizdeki öpüşmenin izinden
dudakları akıntılı bir gençlikle kıyısına vuruyoruz sevişmenin
bedenimizdeki mahalleyi ter basıyor
/iki şiir öpüp koyuyorum avucuna/
say ki bir kumru doğuyor ağzındaki boşluğa
say ki ebem kuşağı dilimdeki uçurum
şimdi herkes için balkondan aşka bakma vakti
5.0
100% (7)