8
Yorum
1
Beğeni
4,9
Puan
1161
Okunma
Buğulu gözleri ağlamaklı bakar yükseklerden
Bin bir gam yüklü, omuzları çökmüş
sanki/
Ayakları zincirle kenetlenmiş kara toprağa
Parça parça yüreği savrulmuş uzaklara
İrili ufaklı sıralanmış öbekleşen yüreği
ve/
sırtını dayamışken boşluğa
Göklere yükselen kolları
Yıldız yağar kor dudaklarına
Endam süzer kınalı keklik gibi
Buz tutmuş dorukların en yücesinde
Kardelen uyuşması esner sabaha
Etrafında komşu olmuş yaban gülü
Ve kekik kokularıyla başlar sabah
Yüzü güneşe dönük teninde çiğdemler güler
Kumruların peçesini çözdüğü saatler
Cemre zamanıdır aşkın nev baharı
oysa/
Şimal hırçınlaşır çıplak teninde
Başında mor yüzlü bulutlar süzülürken
Ceylanlar seker kuğu boynunda
Girdabında nice gizleri saklı
Hem de çifte toynaklı
Yağmur ağlar tepeden güneş yanığı teninde
Çiğ damlar aşınmış yamaçlarına
Yırtar tüm anılarını sırtından
Yılların acımasız izlerinde
ki/
Dağların aşkı!
Nice cevheri beslerken göğsünde
Utancından çatlar bazen ar damarı
Savrulur vaha çölünde
Bazen hırsından patlar içinde ki yangınlar
Toprağa ve denize…
ÜMMÜ AŞCI
/dağların aşkı serin olur, yanmadan; DONMAK olmaz /...!
5.0
92% (12)
4.0
8% (1)