6
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1104
Okunma

bir alın yazgısına eş
yaşanmışlıklar arasından doğuyorum bu gece...
ince bir kadın sesi geliyor radyodan
başımda bir sinek vızıltısı
açmaya korkar olduğum morarmış gözlerimin
isyan edercesine pas tutmuş duyguları
ve yüreğimdeki tarifi belirsiz yorgunluk
kulak kesildi nedensiz bu sese...
sessizliği kadeh kadeh içtikten sonra
yıldırımlar vurmuş hayallerimin
iç sancılı sabahlarında
feryada müşterek bir yanını bulurken yalnızlığın
sessizliğini bozan bu ses
nefes aldığımı hatırlatan bir araç oluvermişti birden...
yavaş yavaş açarken gözlerimi
camdan sızan vicdansız ışığın saygısızca busesi sonrasında
doğrulmaya çalışan kelimelerimin arasında bir dakikalık mola
ve bir nefes daha geçmişten çalınan
belki de bir acı...
anlatıyor yeni bir yıkımı bu ses...
daha önce duymuş muydum bu parçayı
tanıdık geliyor içindeki ıstırap imgeleri...
her şeyi bilmek zorunda değilim ki
ama neden bu kadar dokundu ki şimdi...
ne dediği bile anlaşılmıyor aslında
yüreğim gibi hırıltılı ve yaşlanmış bu radyo artık bir işe yaramıyor ki...
ayağa doğruldum yüzümün yıkanmaya ihtiyacı vardı ihtiraslardan
zevksizce bir göz attım çamaşır suyuna yatırdığım kirli ellerimin
çatlamış her yanı dokunamıyor ki bana
benliğime...
keskin kokusunu almamak için tıkadığım burun deliklerimin
yüreğimden gelen rutubetli ve bir o kadar da küflenmiş ümitlerini
dezenfekte etmek isteyen bir sesti dokunan sözlerime...
umutlarım gibi makinalar arasında yeşermiş tostu
midemi bulandıran bir yazgıyı atmak istercesine attım belleğimin en dip köşesine...
her şeyi bırakıp giderken
ardından ağlayan ekmeğin bir çocuğun elinde
zorla yenirken korkulu bir bakışı gibi annesinden
işte öyle bir titredi içim birden
salona geçme vakti...
ne kadar da tozlu ve karanlık bir yer
gönlümde yer etmiş mezar gibi
beyaz çarşaflara bürülü kefen giydirilmiş ruhumun
arkadaşı olmaya hazırlanmış gibi...
toplamalıydım artık eskiye ait tüm gereksiz sözcükleri
siyah beyaz hiç farketmez
acaba bir yerinde pembe de var mıydı
yok siyahları saklamalı belki de...
biri sustursun artık cızırtılı şu sesi...
bırakmalı belki de kalmalı her şey yerli yerinde eskisi gibi
bıraktığı gibi...
yok yok en iyisi giydirmeliyim gözlerimi
cıvıl cıvıl
mavi yeşil mor
siyah olmamalı içinde
taramalıyım saçlarını yalancı gülüşlerimin
bir de allık sürdük mü isyanlara...
tamamdır ama...
eksik bir şeyler var hissediyorum...
sus artık suuuuuus...
nerede bu radyo
kapatmalıyım kadının ince ince
içimi delen sesini...
burada da yok burada da...
hangi cehenneme girdi sanki...
yatak odasına fırlatmıştım sanki
evet evet orada olmalı
burası neden bu kadar dağınık ki
yatağı bile toplamadan mı gitti ki
ya yerlerdeki kan lekeleri
bu ayak izleri kimin peki
peki ya bu ilaç şişeleri...
radyo evet radyo burada olmalı
sesi daha net duyuyorum sanki
yok yok yok...
nereden geliyor bu ses
Allahım çıldırmamak elde mi...
kapı mı çalıyor
evet kapı çalıyor acaba kim olabilir ki
düşlerimden firar etmiş bir ümittir belki...
_geliyorum
kim o?
_?????????
_kim o diyorum
kim o
kim o
kim ooooooooooooooo!!!!!!!!!
_iyi misin yavrum kendine gel sadece bir rüya
bak bitti gitti geçti...
_peki anne bu bir rüyaysa kim o yanındaki
kim o sessizce
ince ince yüreğimi delen kadın sesi...
_bir ses yok yavrum içtiğin ilaçların yan etkisi...
_ama her şey aynıydı anne
gittiği gibi bıraktığı gibi....
5.0
100% (6)