14
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1739
Okunma
dizi dizi kaldırım taşları dizilir yüreğine
bilmem kaçıncı yürümüşsündür çıplak ayak
nasırları kanadıkça sevginin
masum çocukluğuna soyunur gece
firari olmuşsundur sen çoktan geçmişinle
gittiğin her sapakta bakışların tutsak
satmış ruhlarını böğürtlen dudaklarında fahişe
yalpalayan yosun kokusu kırık teknenin ten kokusu sarar nefesini
kral çıplaktı
işte…
taşınmazından gurbeti sırtlayıp düşlerine
kırk yama atarsın yüreğine
ipliğini satmış dünlerin
yarına çeyrek kalan umudun
domino taşlarına yazılır sevginin kaderi
bir tikseli şehvet nabzı vurur rüzgâr
“it ürür kervan yürür” bu sokaklarda
okşar saçlarımı annemin kınalı elleri
viranede açan gelincik çiçeği ahu zar
dönülmez yolun yorgun neferi…
yollar ve insanlar…
kaplumbağa adımlarına gebe hayat
inişlerinde; koşar adım pür sürat
yokuşunda; yorgun
ağlamaklı bin bir surat
koş…koş…koş…
ister sev ister ağlat…
işte böyle bir hayat…
düz yolun sonu her zaman belli olsa da;
virajı bozuk kıvrımlara takılır bazen şimendifer..
rayları eğri-büğrü…
başı dik, onuruyla yürümek
helal süt emmişlerin hüneri
yüreğinde şafağın tınısını büyüten salkım söğütler
güneşin saçlarında açar tanyeri
sevmek- sevilmek hakkın emri
gecenin ipliği çıkar sabahın sesinde
hissetmek aşkı son nefesinde
gönül gözünde yoksa at gözlüğü
yine yine diyorum işte...!
kral çıplak…
ÜMMÜ AŞCI...
5.0
100% (16)