13
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1326
Okunma
//bazen, binlerce papatyayı feda edersiniz
koklamak için tomurcuk bir gülü//
I/
dört duvar ortası zaman, bohem bir karanlık
kimsesizlik, yalnızlık, çaresizlik çöker dizlerinize
içinizden tütsüleri yükselir, gelmişini /geçmişini yaktığınız sayfaların
bir damlanın ışığına tutunur, elleriniz cebinizde, yalın ayak…
tüm adresler silinmiş, belleğinizde topyekûn kararır anılar
II/
bazen,
tozlu bir anı’nın parmakları dokunur yüreğinize
kuş tüyü yorganda üşür duygular,
bazen de;
geçmişin beşiğinde sızlar kemikleri eski aşkların
nice kara sevdalar gömülü ömre bedel gülüşünüzde
peşkeş çekilen maddiyatın sandalında kürek çekerler
-sebepsiz kırılmalar-yansımalar yaşarsınız göz kapaklarınızdaki aynalarda
keşkeler, nedenler, niçinler girdabında saklı kalır yarınlar-
III/
yeni /
yeniden bir sayfa açarsınız ömrünüzün taze baharında
güneşi, şakaklarından tutup taze umutlara tararsınız saçlarını
yelken açarsınız mutluluk dolu yarınlara
gülüşü bin değer katan nazlı yarin diyarına
yalın ayak yürüdüğünüz taşlı yollarında
damarlarında kan diye gezinen asil yürek
olursunuz bazen…
IV/
uçup gitti hayatın en estetik yaşanılmışlıkları /pişmanlıkları
ki,
hala kalanlarda saklıdır aklım
giderken hep dikti başım
ama;
hiç dinmedi sevgiden yana gözyaşım
ve
hala sana aşığım…
/kök salmış derinliklerine ömrün ulu çınarı
kestikçe filizlenir dalları sevginin bazen…./.
Ümmü AŞCI