1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1191
Okunma

Ayrılıkları da emzirir şeytan
en yabani yalnızlıkları da
içimizde köleleşirken arzularımız
dinmeyen sağanakları perçinler
nefsimizde büyüyen duman
aşk/ en eski efsanesidir tarihin
yaratılışın buğusunda saklı duran
doğumun ve ölümün gizemi gibi
akıl/ yontulmaz bir kayanın teşbihi
ve bazen tüy kanatlı yusufçuk siluetinde
kimini cahil cüretiyle yaftalarken usul
bir bilge cesareti sunar kimine
tüm kavga ve dalaşmalarımız bu yüzden
işte bu yüzden haklı olma sevdası
akılların son bulmaz muharebesinde
kınından çıkarken şeytan…
en çetin savaşlarda bile dik duran
yaman bir yeniçeri vurulmuşluğuydu ansızın
göğsümde şarapnel parçalaması sevdan…
rüzgâra aykırı giden adımlar attık
lodostan siperler kurduğunu görsek de doğanın
fısıltılarına inanmadık gelen belanın
sel sularına uğradık/ yıkıldı evlerimiz
yangınlarda metropol ölüsüydü ellerimiz
duman duman sarıldık acılı türkülere
sazlarımızda bam teliydi ozan yüreklerimiz
ağıt yakan annelerin sızılı kıvamında
yamanmıyordu eksilen yerlerimiz
aşka yelken açmanın büyülü mertebesinde
bir yönümüz kuzeydi bir yönümüz güney
ama hep batıda görünürdü ayrılık güneşleri
doğu yönüyle anılırdı ne yazık ki hatıralar
kimse sevmezdi oysa unutmak için
bir ölümlünün aciz yüzünü ölümsüz kılıp
cehennemler yırtıp düşüncenin berzahlarında
silahlar dayayıp her karşıt fikrin şakaklarına
kendi cennetinde yürümek isterdi kendine
yaldızlanmış bir hurinin dudaklarında…
hikâyesi ellerimde can bulan sevi
mührün hisselenmiş aşk günlüklerimde
her sayfaya düşünce deniz rüzgârlarının tuzu
silinmiş tarihlerde kalır en mutlu günlerimiz
aşk iki ayrı bedenin ortaklığıdır
gönül kervanlarında taşınır yüreklerin işçiliği
zaman olur/ gün gelir ve bozulur ortaklık
masallar anlatırız içimizdeki ölü çocuklara
ne yalanlar söyleriz bizi bile inandıramayan
sesimiz kısıktır/ özlemimiz gür
nefretle karışık yağarken nedamet yağmurları
aklımız selimdir/ mantığımız aracı
bir tarih ölürken gölgelerimizin dibinde
şeytan emzirir en habisli ayrılıkları…
Nevzat KONŞER
010
5.0
100% (2)