30
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
4463
Okunma


‘simsiyâh sayfada bembeyaz bir yazıyla;
beyaz adamlar kadar vahşi bir istilâdan
rûcuya açıyorum altın kanatlarımı
ve mayıs çiçeği’ne emzirdiğim belâdan
arta kalan sükûtla ateşler kürüyorum
eyerledim kamlarla al yele atlarımı
savaş boyalarımı yeniden sürüyorum’
kalem zalim söz yaman vakit zebûn san’atı
karanfil hüznü döker parmağımda sayfalar
gözlerim bahira’nın masmavi saltanatı
müjdelediğim kervan sanrılarımdan sürgün
koruganı yıldırım zeytin gözlü gülizâr
dindirir tüm acımı alnıma çarpan mührün
işmarlı sahraların mağrur kum tepeleri
ve baç kesiği olur geride yalpalayan
bir yanım han kuytusu diğer yanım seferi
diyabetik isyanlar salıncağı nimetim
kalan benim gülizâr av ateşinde ziyan
yel yepelek gülüşüm gülüşün kadar yetim
yağmur misâli yağar bozkır solgun rengime
yüzümdeki sündüzü ikmal eder toynaklar
hûruç mevsimi saklı haritam lime lime
adını andığımda devinir durur â’raf
ay dolun yüreğimi gezlettiğim gülizâr
kıpkızıl bir âyine yorgan döşek her taraf
gölgesi gökkuşağı dehrin zembil külünü
dilimle tütsülerim gecelerde simsiyah
hâfıza kaybı keyif çektiğinde tülünü
ne pencereler ûryan uyurgezer sersefil
dönen kimdir gülizâr ceffelkalem her sabah
bir semâzen azmiyle başında kandil kandil
künyem göğe taşınır nev-zuhûr kafesinde
turaç akıbetinde kucak bulur bulutlar
hâkikat varaka’nın gövermiş nefesinde
şahin pençesi gibi savrulur çırılçıplak
lacivert korkularda alazlanan gülizâr
hoyratlığım günahkâr sûretim yalınayak
kara akçaya yakın saçar da gümüşünü
yırtar gözbebeğimi düşe kalka bir nergis
sorağın ihrâmını mâziye gömüşünü
üveyikler seyreder ağlamaklı bîsebep
pamuk dilli gülizâr dosta kalmaz bu meclis
kalmaz bu dârr-ı ahvâl bu edep bu mürekkep
başucumda ibâdet mâvera sürmesine
taşınır sırılsıklam sarı çiğdem koyaklar
dal-kılıç yaylaların o doğurgan sesine
al kısraklar süzülür alevden avaz avaz
damar çatlatan kimdir ardın sıra gülizâr
ardın sıra inleyen buza kesen bembeyaz
heybemde nasır tutar çağlayan zikirleri
râm olur bir ummâna yosun yeşili sebât
şakk-ı kamer bakışlar sapanlarken her yeri
kantaron sofralarda otanır yaralarım
sinen benim gülizâr bir yarım cevvâl cevat
yılgın dehlizlerimde yokluğun diğer yarım
tenimde boz-bulanık sergin hırka sandığı
veysel emanetinde mahşer mührü vuslatlar
göğsümde gönüllerin kadifeye bandığı
kan kırmızı güllerden bir hazan ılık ılık
geldim sen gelme sakın kal köşende gülizâr
kıyına vuran gövdem yirmialtı aralık
yirmiaralıkikibindokuz-gaziantep
hakan ilhan kurt
5.0
100% (18)