14
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2503
Okunma

-ben, senin nefesinle sınanıyorum... biliyorum ki aşk, seni birlemektir!
karşı dağın yamacındaydı hayat
yâ ben oraya gidecektim,
yâ da o buraya gelecekti…
-gidip gelmeler arası! -
el sallamaktan öteye gitmeyen
serenatlar da vardı, hiç şüphesiz…
kim kime tutundu,
yâ da kim niçin yutkundu?
nefes… bir bilinmez nimet;
sağır gönüllerde felâket… itaat et!
karşı dağın yamacındaydı hayat
gölgesi ağır
ve zamandan çok uzak…
yılgın benizlerle döşeli
kalın bir romanın sayfalarından ibâretti,
altı da üstü de… hayıflanmıyorum!
imzâsı yazgılar oyuncağı,
önsözünde ve sonsözünde ağlamaklı
ve kudurgan bir seyir,
yalgın dudaklarda… merhametsiz…
üzerime gelmezseniz
durulacağım… bilesiniz!
nefes… bir bâde-i hürriyet;
suali şirk bir adalet… itaat et!
karşı dağın yamacındaydı hayat
tebessümünde bereket
ve kıyâmetti, hüznü…
nasırlaşmış yalın ayak yüreği,
boran vurmuş göğsüne tezattı!
bir zayî ilanı idi, güneşe çıkışı
geceye inişi, firarî bir iklim!
ve ondurmaz yaralardı, siperi…
-bir ileri, bir geri… tüm seferi! -
nefes… bir özge memleket;
toprağında metânet… itaat et!
karşı dağın yamacındaydı hayat
onun o uzun saçlarını
karanlığa salışı yok mu?
hani o incecik parmaklarıyla
dudaklarına dokunuşu…
-bir alfabeyi tetikleyen okunuşu! -
ve sırılsıklam ıslanışı,
başını göğsüme dayayıp
sımsıkı sarılışı…
hani o ufukları paralayan bakışı,
o yakışı… aah o yakışı…
nefes… bir damla meziyet;
yarınlarda cesaret… itaat et!
karşı dağın yamacındaydı hayat
ve incir kuşlarına barınak,
barkın eşiğinde bir sağanaktı!
yediveren limon ağacında,
ekşimsi bahtların sunağıydı.
yunağıydı cehennem kirinin…
birinin, yalnızca birinin
incilerle bezeli konağıydı!
-yanık türkülerin keyfinde! -
bırak, kıskansın anneler ve çiçekler
bebeğimsin… evet, çiçeğimsin!
nefes… bir kısa ziyâfet;
bir bardak suda ibâdet… itaat et!
karşı dağın yamacındaydı hayat
ne dönülmesi gereken köşeler bırakmıştı,
ne de yanağımda parıldayan neşeler…
küsûrata varmadı hiç rakamlarım.
ne çeyreğe meyil verdi,
körü körüne inandıklarım
ne de yarım kaldı dilime doladıklarım.
ben hep damsız ve gamlı girdim,
damsız ve gamlı girilemez denilen
keşmekeş mekânlara…
aah o inatlarım… inatlıklarım…
bahtiyarım…
nefes… kâinata inâyet;
soy, zürriyet, asalet… itaat et!
karşı dağın yamacındaydı hayat
ve bir tavla zarının altı yüzü kadar
benekli fırsatları vardı, simsiyâh…
nefes… nefessizliğe şikâyet;
en olmaz vâkitlere dirayet… itaat et!
karşı dağın yamacındaydı hayat
ellerinden tutup göğe yükselinceye dek
beni senden başka kim bilecek?
hey!
yâ dik dur… yâ da eğil… itaat et!
4 Ocak 2007 // T A R S U S
Hakan İlhan Kurt
5.0
100% (15)