10
Yorum
0
Beğeni
4,9
Puan
3330
Okunma

ne söylesem nafile
bugün diliyle ölenlerdenim
ne anlatsam göğe uçar
yok olmuş bir günün
hesabı açık verir dünümde
ve ben rotadan çıkmış
bir gemi gibi
okyanuslar içinde
anlayın halimi
dünya bir an önümde düzleşti
devrilmekteyim
sular gider önümden
ben giderim bir tahta parçası kalır geride
suyun kuvvetine diyecek yok
bir tuza karışmış bedenim
bir de tutamaz kendini
kendimden ayrı giden ellerim
rüzgâr
sebepsizsin
geceye doğan güneş Mihrimah
öldürür yıldızları ve Ay’ı birlikteliğin
gece zehir olur
ezan karışır selâya
bir kaç vakitlik saltanatın kaldı oysa
git...
git başka yerleri keşişle
yoksa savrulurum
ve okyanus çıldırır
yatağı kayar yerin dibine
bu şiir
yalnız kalmış bir ruhun serzenişidir
vakit henüz ikindi
az önce kalktı bir ölü
toprağı sahipsizdi sanki
dizeler mahşer yerini anlatıyor gibi
bu ne kalabalık
bu ne kadar kelime
dilim geçerken dilimin gerisine
nerden çıktı bu kadar hece
uzak dur!
uzak dur şiirimden kafiye
uyumsuz bir an içindeyim
ahir bir sevdayım belki
kırılmış menekşe kanadı
bilemezsen az önce kaldırılan ölüyüm ben
ruhum olmadan bedenim
ağır sancılar içinde
dur biraz
biliyorum galiba
beklediğim biriydi
rivayet edilen
kehanetleri karıştıran biri
eyvah!
yolda kaybolan beklediğim benim
benden giderken
sığındığım senim...
II
sığınağı bana göster sevgili
yorgunum ve nefessiz
dizlerim yorgun bir at
yığılıyorum sanki
şu sığınağı göster sevgili
ruhum toprağı gözler gibi
5.0
86% (6)
4.0
14% (1)