14
Yorum
0
Beğeni
4,3
Puan
2111
Okunma

merhaba
uzun zamanlık anların
kısa süren sancıların izlerinden sonra
yeniden bir serçe olup
dönüyorum sana
yıkılmak üzeresin
merdivenler gömülmüş odalara
miğferler yer değiştirmiş
krallığın son varisi öldü mü yoksa
aramıza yol olan nehirler
kurumuş
ve kurumuş güllerin susuz bahçesi
sonbahar oluvermiş yaz ortasında
üzülme
karanfil tohumları getireceğim
yollar değişmezse
bir dahaki sefere
yeniden inşaa edeceğim seni
senin için kerpiçler biriktirdim
karasal iklimin değişir belki
belki akdeniz olursun
beyaza bulanır her yanın
belki de yaslanırsın karadeniz’e
kara süvariler bekletirim
bilmedikleriz
sevmediklerimiz
yaklaşmasın diye
merhaba şato
ayağı aksak bir serçe gibi geldim sana
son olarak bir altın kafes hatırlıyorum
bir de başında senden büyük bir akbaba
ne oldu böyle
yokluğumda bu nasıl bir karmaşa
konuş
ve
toparla kelimelerini
duvarlar boş kalmış
ve fotoğraflar silinmiş
sisli gecelerden içeriye aldığın adamlar
çoktan seni bırakıp gitmiş
şimdi şato
gel kendine
bırakılmışlığın ve yitirilmişliğin yıkacaksa seni böyle
gidiyorum ben
otranto
beni bekle
5.0
67% (4)
4.0
17% (1)
2.0
17% (1)