5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1925
Okunma

sancılar
ah evet onlar Rezeda
onlar parçalıyor bizi
sığınmıştık oysa
dışarıda kalan kederimiz bekliyor
hani yakalasalar vuracaklar beni
seni kökünden sökecekler
ve bataklığa sürecekler bizi
bizi bir karmaşa bekliyor Rezada
sabaha az kalmış
sela için göğü kapatıyor martılar
biri ölecek Rezeda
bu ölen o olmalı
gece semaya kefen biçmeli avuçlarımız
biz değiliz Rezeda
toprağın bekçisi
omzundaki ağır yük biz değiliz
dayan Rezeda
ölüler şafaktan vazgeçmek üzere
yeni öğrendiğim bu sancı
dilimde bir beste
ve yabancı olduğum bu lisan götürecek bizi
toprağın sürülecek ardından
gittiğimiz yer Nil
tanırsın sen
bilirsin şiirlerini
Mezopotamya’da gizli bir uygarlık
Kral mezarlıkları
öykünürsün sen şiirlerin öyküsüne
yorgunum Rezeda
ayaklarımda bir felaket
başımda dolaşan tilkileri söylemiyorum sana
kırkı birbirinden beter kırk birinci doğmak üzere
kaç gün oldu Rezeda
ölmeyi öğrenemedim hala
uçmak diyordum şimdi toprak
ve dar bir yer arıyorum sağda solda
burası neresi Rezeda
bu orman
tersyüz bu ağaçlar
ve gitmek neden içimden dışarı bakar
gidiyorum
ardımdaki yol nereye çıkar
bak dudağım Araf diyor bana
Rezeda
sevdiğim adam uykusundan uyanıp
dualar yaslamıyor ruhuma
ruhumun parçasını sorsan
paramparça Rezeda
sayamadım
saydıkça ondalık paylar bıraktı yaşantıma
ve payından paydalar yarattı usulca
bölünüyorum
bölündükçe sola yaslanıyorum
ve sayılmıyorum bu sırada
say beni Rezeda
sayıldıkça çoğalayım
ve çağlayayım ırmaklara
dedim ya yorgunum
ve dinlenemeyecek kadar yaşlı bu karmaşa
gece olsam da Rezeda
ölüler şafak diyor
ve şafakları ağartıyorlar inatla
unut beni Rezeda
bu şiir geceye yazıldı
ve ben gece değilim aslında
her şey kocaman bir yalan
anlasana
ya da ağla Rezeda
yalnızlığıma...
5.0
100% (3)