8
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2092
Okunma

sen yokken boğluyorum
boğazıma düğümleniyor koca boğaz
yok
bir yol bulup yok olamıyorum
kilitleniyor ayağım köprünün ayağında
o taraf olmuyorum arafta kalıyorum şu sıra
ağızında sakızıyla yakasında kırmızı gülüyle
yaklaşıyor denizin ıslanmış kadını hatıralarıma
uzak dur henüz rutubet düşmedi anılarımıza
henüz tavanımız su almıyor daha
henüz çok geçmiş değil aslında
ısrarla büyü diyorsun bana
büyümek sancılı bir felaket
ellerim yetişemiyor hızıma
karanlık gecelerden dem vuruyor
siyaha aşıkmış siyah bir semayla oyalanıyormuş
ben geçerken şafak vakti avucumda
saklım saçak acılarımla
zamandan anlamam ben diyor haylazca
gidemiyorum ya en çok inan o koyuyor bana
gözlerinin koyuluğu bir an çıldırıyor gözlerimin ucunda
nasıl kapatsam nasıl yumsam da orda saklı kalsan
bilemiyorum galiba
beynimin içindeki damarlar çekiliyor
uzaktan bizi anlatan bir beste çalınca
düşlerimin hatrına düşüşlerimden bir orman yapacağım sana
ağaçlar aynı yerinde olmayacak evet
gök yukarıda değil tabanıyla tavanı ters düşecek toprağa
bulutlar hüzünlerini satacak karınca yuvaları bulacak
griler değil bu sefer yeryüzü büsbütün ağlayacak
sen yokken ben gideceğim
alacakaranlık gidecek ardımdan
kilitli ayaklarıma prangalar takacağım
gittiğim sokakta
deniz olmayacak
ve ben araf olmayacağım başlı başına
5.0
100% (3)