0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1578
Okunma

Hangi dilde yazsam herkes aynı anlayacak
tılsımlı ay çerçevesinden tüneyen aşkın özünü
çevirisi yapılmaz gibi dururken duygular
perdeler hangi rüzgâra dudak bükmüş söyleyin
ve geceler hangi sabaha sunmamış naaşını
uyuyan şehirde aşk dönerken köşeyi ıssız
sakın görmeyin bu çaylak oğlanın telaşını
ey zamanı olmayan atların eyerine yerleşip
tezek kokularının içinde bile açan nilüfer
kitabesi misk kokuludur gerçek bir aşkın
kapansa da ayın elindeki gece tülleri
özgün bir sabaha akıyor deste deste fer
kulağımda seceresi kayıp koskoca öğütleri
iri kıyım bir sanrıya yıkıyorum
çünkü dişsiz kalıyor aklımdaki ezber
aşk geldiğinde susuyor dünya
dilsizliğinde onanıyor sessiz sokaklar gibi
müjde isteyecek bir nüfus arıyor insan
ve telaşın doruğuna yaslanan çaylaklığımın
hecesi düşüyor günün gecesi gibi
bacadan girdiğinde aşk şehre
şakağımda bulutları tozlu agoralar
diretmiyor eski bir öğüdü satmak için
hangi ataerkil tabuyu dinlemiş ki zaten aşklar
Nevzat KONŞER
Nisan 09