6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3338
Okunma

Gecenin karanlığına dalan bakışlardaki merak, fazla uzun sürmedi. Kısa bir süre sonra Kurtyaka tarafından obaya doğru dalga dalga yayılan kopuz tınısı ve Aybar’ın sesi, meraklı bakışlara derin bir nefes aldırdı:
Kara çadır gölgesinden ter doğar,
Her iklimde parıldayan fer doğar.
Bilge Koca öğüdünden Ertuğrul:
‘Yerim yurdum Türkmen obam’ der doğar.
Hayme Hatun yazmasının alında,
Kırk çiçekten kır kokulu balında,
Ertuğrul’un salkım saçak dalında,
Yetmiş ilde yetmiş beylik yer doğar.
Han Oğuz’un tunç yürekli boyundan,
Yer dağlayan dağ eriten huyundan,
Günlemeli kara kazan suyundan,
Ebe Hatun ellerinde er doğar.
‘Soy yürüsün’ deyip ebed peşinde,
Damla olur, börtü-böcek dişinde.
Gündüz Alp’in sırılsıklam düşünde,
Çayır çimen yeşil yeşil gür doğar.
Aybar adım ak yüzlerde öz benim,
Kopuzumla Kurtyaka’da köz benim,
Ertuğrul’dan yayılacak söz benim,
Derim ‘elbet bey oğlu bey hür doğar!’
Hakan İlhan Kurt