2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1447
Okunma
serin koynuna açılan yolların han duvarı o(nur)
ah göğsünde dem tutmuş arya mihracesi ahsen
yüzünde aheste alegorim sessiz iç çekişim sürgün
balçığı aşktan koyu bir gece batağı gibi kalırım
yürüyen vücut izlerinin ardında bir çift hayran göz
ve bir anafora özenmiş gibi akarım içime
sus! şimdi saçlarının müzikten haz bulduğu an ki
üstümüze örtülecek yorgun bir acemaşiran makamı
beyaz kuşlara benzetirim seni o ak tüylü albatrosa
saçları rüzgarda saçılan haliyle boş arastayı dolduran
ah içime titrek notaları nakşeden akşam sopranosu
aşiyan yolunda tanıdık endamına soyunsam
soysam kabuğunu kınından çıkmış bıçak gibi
her düğmende bir nota ve eski bir solfej tadı
ilişse dudağıma yangını bile tuz buz eden sesin
yangın kırmızı kokar, sarı bazen, kimi an erguvan
renginde düşlerin içinden akarcasına yakar tenini
ama aşk varsa ki doğumu gibidir bir ceninin
ki vardır ve sebeptir zaten sana uzaklaşan mesafeye
feridir ve tam yeridir unutulmuş afili altoların izini silen
alaycı esintiye gülen eteklerinden çadır kurmacaların
böyle bir şeyse gizli bir yakuta şekil için kurulan hayal
adımlarına bakmadan yürümeni sevdim fenerli nota yolunda
hele ay yok mu, ışığında ölü denize dönüşür yüzün ayperi
marmaris’e kazan, fethiye’ye çanak tutmuş o dişilik
denize kardeş sevdası diye giren kavruk ten ayazın
bir gün ışıması gibi çöreklenir sabahların köründeki gözüme
düşün ayperi, sevda diye ezberletilen onca şarkı
ve aheste limanlarda dimağa düşen nice bezgin beste
hep aynı eleme yüz süren kiralık araçlardı tarih boyu
ayrılığa biçim veren aşktan doğdu yine ayrılık sızıları
ayrılıklar aşklara anaç bir gebenin ruhunu üfledi
hep yalnız kaldı başucumuzdaki mutluluk yaftalı gece lambaları
şimdi elimin ortasında küçücük bir sen başucumda müzik
akşamdan kalmış bedeninde dalgacı bir sol anahtarı
antik kentlere benzer göbeğini çevreleyen dilimde çilekli opera
bir kemanın gölgesinde perçemini tutan düşlerin vücudu
elinde ağlayan çellodan kopup kıvranan o tel benim
sen çalmaya devam et geceye mızrabını sokup inceden
mızraptır sesinin kaygan tınısına doğru beni inleten!
( ve aşkın gıdasıydı müzik…)
Nevzat KONŞER
Ocak 09