1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
32
Okunma
AĞLAYAN AŞKIN ( NAZİRESİ)
Bir aşk susuyor yol ortasında,
konuşmaya hâli kalmamış gibi.
“Sevdim seni gizlice,” derdi Yunus,
bizse aşkı saklayacak bir gönül bile bulamadık.
Gölgesini bile kırdık sevdanın.
Sevmek yaraydı, biz yarayı kaşıdık.
Aşktık dedik;
kıskançlıklarımızı, suskunluklarımızı,
birer taş gibi üzerine bıraktık.
Affetmesini bekledik, ama
hiçbir gün affedecek bir şey bırakmadık.
Biz, sevdaya secde edecekken
öfkemizi koyduk ön safa.
Aşkı ağlattık; günah bizdeydi.
Kutsal bir kelimeyi kirli dudaklarımızla söyledik.
Yol kenarında ağlayan yalnızlığın
içine gizledik aşkın adını.
Sanki bir yetimdi,
bizden kaçıp büyümeye çalışan.
Sen diyorum,
geçerken kalbimin kıyısından
bahar yürürdü peşimde.
Şimdi ne bahar kaldı,
ne açan mor sümbüller…
Sadece kendime sürgün,
kalbime yabancıyım.
Zaman çivisini sökmüş duvarından.
Takvim isyan, günler ateş içinde.
Saatler küs;
akrep yelkovana bile tahammül edemiyor.
Aşk, köşesine çekilmiş bir ihtiyar gibi,
bizden de, kendi hatırasından da yorulmuş.
Aşkı ağlatan bizdik;
suçu yoktu onun,
biz yanlış kalplerde ararken doğruluğunu kaybettirdik.
Bırakalım da, toparlasın yaralarını.
Çünkü biz,
doğru bir aşka yanlış heceler yazan iki cümleydik.
Aşk yolunu şaşırmadı,
biz yön tabelalarını kırıp attık.
Sonunda anladık:
Yoldan çıkan aşk değil,
bizdik.
Ağlayan Aşk Gönül Kütük şiirine Nazire
Hüseyin Erdinç
5.0
100% (2)