Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Hüseyin Erdinç
Hüseyin Erdinç

Şu aşk mapushanesinden firar etmenin bir yolu vardır elbet.

Yorum

Şu aşk mapushanesinden firar etmenin bir yolu vardır elbet.

( 1 kişi )

0

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

148

Okunma

Şu aşk mapushanesinden firar etmenin bir yolu vardır elbet.

Şu aşk mapushanesinden firar etmenin bir yolu vardır elbet

Gözlerimi kapattığımda ilk düş denizdir;
Mavi değil,
senin saçlarının rüzgârında dalga dalga açılan bir okyanus.
Kulaç attığım her an,
suyun içinden senin adın fışkırıyor;
Dalgaların dili kırık,
rüzgârın nefesi senin nefesin gibi ılık.
Açık denizde bir tek kayığım var: benim anılarım;
Yelkenlerim senin eski sözlerin,
küreğimse gecenin yalnızlığından yapılmış.
Ufka baktığımda özgürlüğün değil,
senin geri dönmemenin silueti belirmiş;
Ama deniz mahpusun en nazik kaçışıdır,
çünkü dalga seni taşır da unutturur,
ta ki bir kıyıya vurana kadar;
Kıyı ise hep senin adımlarınla çizilmiş.

Sonra bir kuş düşü gelir,
kanat kanat umut.
Ben bir kuşum,
ama tüylerim senin dokunuşunla boyanmış;
Parmaklıkların arasından süzülürken rüzgâra fısıldarım:
“Bırak beni.”
Gökyüzü geniş,
özgürlük geniş;
Ama ben uçarken gölgesinde senin suretin dolaşır.
Uçuşum firar mıdır,
yoksa seni daha yukarılarda görme arzusu mu?
Her kanat vuruşumda içimde bir ağırlık hissediyorum;
O da seni sevmenin sutunundan kalan paslı bir halka.

Bir diğer düş bahçedir:
Kilitli bir bahçe;
Çiçekler hasret kokar,
güller seni beklerken dikenlerini saklar.
Toprağı ellerimle eşelerim;
Her toprak tanesi bir anı,
her kök senin adınla sarılı.
Bir ağacın tepesinde gizli bir sandalye var;
Oraya oturup hele bir nefes alsam,
dünya yavaşlayacak,
senin sesin uzak bir çınar gibi titreyecek.
Bahçede bir çeşme akıyor;
Suyu berrak değil,
gözyaşlarıyla bulanmış.
Elimi uzattım mı, su bana senin elinin sıcaklığını veriyor;
Ama içemiyorum, çünkü bu su özgürlüğün değil,
seni anmanın acı reçetesidir.

Rüyanın başka bir odasında tren geçer;
Demir raylarda çarpan kalbim,
her vagonunda bir anı,
her istasyonda bir vedâ.
Trene bindiğimde pencereden bakarım;
Her karede senin bıraktığın izler durur.
Hızla uzaklaşmak isterim,
ama demiryolunun dibinde senin gölgen yürür;
Lokomotifin dumanı yüreğimi örterken,
ben yine aynı perona inerim.
Tren firar değil,
istimdat değişikliği olsa ne güzel;
Ama istikamet hep sana çıkar.

Bir çocukluk düşü gelir:
Tozlu bir sokak,
yarıştığımız küçük ayak sesleri.
Seninle ilk keşfettiğimiz bir ağacın dibinde saklıdır serbestliğim;
O zamanlar dünya küçüktü,
sevinçler kolaydı,
kelepçesizdi.
Şimdi ise ben,
o günün penceresinden bakıp kendimi tanıyamam.
Çocuk düşünde seni bulmak hem hüzün, hem teslimiyettir;
Çünkü bildiğim tek kaçış, geçmişin kapısını aralamaktır.

Aynalar düşü:
Koridor aynaları,
binlerce ben;
Her yüz ayrı bir pişmanlık,
her göz ayrı bir özlem.
Ayna bana baktıkça yaşlanır,
ben baktıkça küçülürüm.
Bir aynanın içinde senin yüzün,
ama bulanık,
çünkü seni hatırlamak bile beni yaralıyor.
Aynalardan birine dokunurum;
Elimi kesen camın kenarı değil,
sana dokunamamak.
Ayna firarın reddidir,
çünkü ne kadar bakarsam bakayım,
orada hep senin gölgenin altında.

Bir başka düş köprü:
Tek ayaklı,
sisle örülü bir köprü.
Altında boşluk,
üstünde belirsizlik.
Ortasında dururum,
ardım geçmiş,
önüm bilinmez.
Her adım bir karardır:
Dönmek mi, yürümek mi?
Sırtımda bir çanta var,
içi umut dolu ama ağır;
İçinde senin gülüşün,
benim özrüm,
unutulmuş mektuplar.
Köprüyü geçersem ne bulacağım?
Özgürlük mü,
yoksa başka bir sen mi?
Köprü düşü öğretir:
Firar yolu bazen kendi hesaba çekilmemizdir.

Bir müzik düşü çalar:
Eski bir plak, çatlak ama hâlâ dönüyor.
Melodi sana ait;
Şarkıların notaları parmaklıkları titretiyor.
Ritmler kalbimin nabzına uyuyor;
Her nota bir adım,
her duraklama bir soluk.
Dans ediyorum,
tek başıma,
hücremin köşesinde.
Dansım bir itiraf, bir tövbe, bir dua.
Müzik serbestlik öğretir;
Ama melodi susunca,
beden yine hücresine döner.

Bir yangın düşü gelir,
yakıcı ve kırılgan.
Aşkın ateşi mi,
yoksa ruhtaki bir yangının
küllerinde yeni bir ben mi?
Ben korkuyla değil, arzu ile izlerim.
Yangın firar değildir;
Çünkü odadan çıkarken ateşte yanarım.
Ama belki geride yanan küllerden
yeni bir bahçe filizlenir.

Bütün düşlerin içinde labirent var:
Duvarlar kitaplarla kaplı,
her kitap bir zaman,
her raf bir geçmiş.
İlerledikçe kelimeler karşıma çıkar;
Şiirler, mektuplar, yeminler, kırık sözler.
Labirentin sonunda bir oda var;
Masada senin fotoğrafın.
Fotoğrafa dokununca odanın kapısı kapanıyor;
Belki labirentin esas kapısı
fotoğrafın arkasındadır.
Labirent, içsel firarın haritasıdır:
Doğru yolu bulmak,
kendine yeniden isim vermektir.

Bütün düşlerin bir sentezi vardır;
Firar tek bir kapı değildir, bir dizidir;
Her düş bir halkadır, halkalar bir zinciri oluşturur.
Zinciri parçalayan şey tek büyük bir hamle değil;
Bin küçük cesaret, bin küçük vazgeçiş, bin küçük kabulleşmedir.
Firar demirleri kırmak değil,
demiri ruhun döngüsünde eritmek,
onları başka bir şeye, mesela sevgiye dönüştürmektir.

Ve ben, bin kere tökezlesem, yüz kere vazgeçsem bile,
yine aynı cümlenin peşinden koşacağım:
Şu aşk mapushanesinden firar etmenin bir yolu vardır elbet.

Hüseyin Erdinç

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Şu aşk mapushanesinden firar etmenin bir yolu vardır elbet. Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Şu aşk mapushanesinden firar etmenin bir yolu vardır elbet. şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şu aşk mapushanesinden firar etmenin bir yolu vardır elbet. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL