9
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
260
Okunma
nasıl anlatsam bilemiyorum
belki kıskançlık bu bendeki
belki kibir belki ego
belki de iki yüzlülük
lakin elimde değil aşikâr elimde değil
benim gülen yüzlü fotoğrafım olmadı çünkü hiç
ya hüzünle bakmışımdır derin derin uzaklara
ya kalabalık arasında kaybolmuş
sadece alnından üstü görünen kişiyimdir
ya da yapayalnızımdır çoğunda
(laf aramızda
biraz da dişlerimden utandığımdan gülmez yüzüm)
sevmemem bundandır fotoğrafları aşikâr
hem
fotoğraflar kadar yalancıdır hayat
ve aynalar kadar dürüst değil
ben dahil herkes herkese
en nihayetinde herkes kendi kendine
aslına bakarsak
sevmediğim başka şeyler de vardır benim aşikâr
sırf bu yüzden yerimde durmadım hiç
hep kaçtım herkesten ve her şeyden
hem nasıl dursaydım yerimde hıı
nasıl dursaydım yerimde
ne içim içime sığardı o zamanlar ne dışım arşa
hem görmüyor musun yahu
hayatın ne kadar fetbaz
ne kadar aşüfte olduğunu çoğu insanın
ki eskiden
aynı şu anda olduğu gibi çok konuşkandım aşikâr
şimdiki gibi sırf seninle konuşmaz
konu komşu dahil herkesle
her konuda
bilgiç bilgiç ve ukalaca konuşurdum
hatta kimseyi bulamazsam
yalnızlığıma sığınır tanrıyla konuşurdum
şikayet ederdim paso
evladı şeytana tapanları tanrıya
yani dolaylı yoldan tanrıyı tanrıya şikayet eder
hiçbir mektuba tenezzül etmezdim
sonra sonra iyiden iyiye yenildim griye
bu yüzden çok çabuk alıştım siyaha
korkmadım hiç karanlıktan
sadece ürktüm zamanla
ürktüm çünkü kaybolurdun sen her karanlıkta
en çok kendime kızdım aşikâr
en çok kendimle savaştım
bu yaşa geldim
ne aşkın ne evlatlığın hakkını verebildim
ne bulut olup dolaştım dünyayı
ne karanfil ne gökkuşağı boyayıcısı
ne kırık zeytin dalı
ne kırık kuş kanadı tamircisi oldum
gel gör ki aşikâr
serçe parmağımla küçücük çukurlar kazıp
serçe cesetlerini gömmekte
ve dibek taşında öğütüp tanrıyla konuşmalarımı
balıklara yem etmekte tanımam üstüme
belki de bu yüzdendi bilmiyorum
mağaraya benzettiydi biri bir keresinde beni
karanlık
izbe
soğuk ve uğultulu mağaraya
o da haklıydı aslında
yerimde duramamayı terk edip
yerimde dura dura
küflü
bembeyaz duvar yalnızlığı çökmüştü yüzüme
o kadar küflü
o kadar
bembeyaz duvar yalnızlığı çökmüştü ki yüzüme
anne sütü emmemiş bebe gibi bembeyazdı yüzüm
bakışlarım perspektif
sakallarıma asılarak duruyordum o sıra ayakta
yalnızlığa yardım ve yataklıktan idama mahkummuşcasına
dur duraksız asılıyordum sakallarıma
bıraksam aşağısı uçurumdu çünkü
yukarısı ben olmayan bulut
yüzüm zaten küflü duvar
bırakmadım uzun süre
asıldım
asıldımm
asıldımmm
lakin
sonra sonra
hani uykusunda düşer gibi olur ya her insan
hah işte o misal
düşer gibi oldum sakallarımdan
çünkü
terden kayardı ellerim
ama daha çok tutunmaktan yolunmuş
yoluna yoluna yüksünmüş
yüksüne yüksüne seyrelmişti sakallarım
seyreldikçe tutunamadım
ve düştüm en sonunda aşikâr
düştüm ve
gittim ben gibi bir mağaraya iltica ettim
mağara hiç yadırgamadı beni şahitsin
- sonuçta tek sen vardın hepsinde yanımda
- yalnızlığım da vardı ama bilirsin o hep durağan
çarçabuk ısındık mağarayla
ana gibi bastı üçümüzü bağrına
biteviye kanıksadık
kabul ettik
sevdik birbirimizi
sırdaş olduk
yoldaş olduk
sarmaş olduk
dolaş olduk
baktım ki
neyi unuttuğumu dahi unutmuşum
boş verdim her şeyi
ateş böceği topladım yaktım mazimi
mağara aydınlandı yıldızlar söndü
(reenkarne olmuş kendime rastladım
uçuşan alazın saye’sinde
baktım
ağustos böceğinin ağzında karıncayım
üfleyip söndürdüm alazı
mağara karardı sen kayboldun ürktüm
ağustos böceği de karınca da
yani hepimiz ölmüşüz
son sigaramı yakıp
rahmetle andım hepimizi)
işin ilginç yanı ne biliyor musun aşikâr
kurt ve çakal ulumalarını bastırırcasına
kafa ütüleyen o cırcır seslerini ninni yapıp
uyuduğum gece vardı ya hani
hah işte o gece
unutamadığımı gördüm rüyamda
küçük ölçekli harita gibiydi yüzündeki çizgiler
biraz da parmak izi gibiydi
iç içe dip dibe milimetrik
içi çürük çarık anı dolu anadoluydu yüzü
çukur çukur ve engebeli
gözleri denize paralel sıra dağ
beni bir rahatlama
bir ferahlama aldı da
huzura bulanmış olarak uyandım
boğazkere ve öküzgözünden mütevellit
baharlı
buruk
mayhoş şarap tadı vardı gözyaşlarının
içmeye doyamadım da
karın tokluğuna uyandım ona
dudağımda şarap tadı
elimde ananım kedere bulanmış yazması
gözlerini doldurduğum avuçlarım kan ter içindeydi
gözlerim annemin gözleri
annemin gözleri yaz-kış sulusepken yağışlı
annem ki ölmüş
bu sefer anama aç açına uyandım
rüya içinde rüya görmüşüm meğer
rüya da olsa doyamadan aldı anamı diye
esefle kınadım tanrıyı ve
tanrım bu kaçıncı rüya içinde rüya
yeter
uyandır artık beni amin
dedim
tanrıya hınçlı uyandım
çokça da sarhoş
bir nevi kalkışımdı yataktan kalkışım
etrafta bakındım
taa şuramı aşmış ıssızlık
saat kuşluk vakti ateşimi yaktım seni gördüm
mağara ısındı yıldızlar söndü sen uyuyordun
haberin yoktu aşikâr uyuyordun sen
içtima yaptım ayar aymaz ilk iş
soldan sağa saydım sağdan sola
yerdeki
ağustos böceği
ve ağustos böceğinin ağzındaki karınca
leşleri hariç
dipsiz mağarayla
ete kemiğe bürünmüş yalnızlığa
ve gölgeme yani sana muhtaç
bir deri bir kemik kalmış ben varım
bir çırpıda
koşa koşa içimdeki mağaraya göçtüm yine
sabahı sabah ettim
bağdaş kurmuş
meditasyon yapıyordu kapıda yalnızlığım
(senle sohbete başladım başlayalı hep yapar bunu)
içeri girdim tanrıyı bakındım
o da yoktu ona hibe ettiğim şatosunda
belki de ben gibi
rüya içindeki rüyalarla boğuşup duruyordu
yahut ne bileyim
mağaraya sığmamıştı ben gibi bilemem
üffff
aman boş verelim aşikâr bu mevzuları
malum
aşağısı uçurum
yukarısı ben olmayan bulut
yüzüm zaten küflü duvar
hem hiç aynam da olmadı biliyorsun mağarada
fotoğraflar da yalancı malum
kırk yıllık hatıralarının hatrı tükenmiş
mağara dışındakilere diyecek sözüm de
içecek tek dal sigaram da yok
mağara kapısızken de karanlık
günün sonunda diyeceğim o ki aşikâr
belki de uzun metrajlıydı filmim ama
ben kısa kestim
çünkü kısasa kısastı yaşamışlığım ve
vaktinde sırt sırta verip şimdi sırt dönenler dahil
sırtı dışında her şeyi görüyor insan şu hayatta
bu kadarı kâfi
yine de bitmedi film biliyorum
çünkü hayallerinde yaşlanmıyor
istediği her şeyi yaşıyor insan
sonuçta çoktan ve çokça ödedim diyetimi
ne mutlu bana
uykun geldiyse
ateşi söndüreyim de uyu istersen aşikâr
biliyorsun
uyumsuz
uykusuz
ve merdümgirizin tekiyimdir ben
severim sabahı sabah etmeleri
hadi sana iyi geceler
5.0
100% (7)