7
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
424
Okunma
~~
Apokaliptik bir münafık pusu atmış
Hurma ağaçlarının gölgesinde
Ölüm çocukça oyun
Çocuk ölümün kucağında
Çocuğun kucağında ölü bir dünya
~~
Şıklattı parmağını tanrı
Kuruldu kainat
Ve yine şıklattı parmağını tanrı
Kursağına et konuldu kulların
Dudağını sıyırırken kan izi bulaştı bileklerine
Bakire adaklar adamayı öğrendi insanoğlu
Bir sonraki kurban çocuklar oldu
Ve bir kere daha şıkladı parmak
Istırapla körüklenmiş ateşte pişirip toprağı ve suyu
Kutsal kaselere doldurup
Soyu tükenmiş dinozorların uyluk kemiğiyle ezerek
Ve havayla bağını keserek ihtişamlı mabetlerde
Dehlizlerin rutubetinde kurutup
Göğe doğru yükseltti insanoğlu
Bütün elementlerin mertebesini
Sonra
Kendi elleriyle göğe yücelttiğine taptı insanoğlu
Kitaplar yazdı
Kutsallık bahşetti adına
Bir tek ezilenin ağzında var oldu Tanrı
Ezenin ağzında sakız
Çok kullanıldı
Çabuk unutuldu
Sonra esnemeyi öğrendi insanoğlu
Gerinmeyi
Gevşemeyi
Unutmayı
Umursamamayı
Ve utanmamayı
En çok da
Bir şey olmamış gibi yaşamayı
Ve sonra
Yirmi bir gün dinlendirilmiş
Paha biçilmezliklerle marine edilmiş
Et konuldu kursağına kulların
Ceplerine azamet
Dudağını sıyırırken kan izi bulaştı
Beyaz gömleklerinin manşetlerine
...
Ve gün oldu
Yıllar yıllandı
Çağlar çağladı
Yenildi Tanrı kulları
Tanrı evladı şeytana
Çünkü ayak uydurmuştu her kulu Tanrı evladına
...
Ve sustu sonra tanrı
Şıklatmıyor artık parmağını
O bile kesti umudunu
.....
Vakit o vakit
Gün o gün
Şakağımda bir ferman
Yürü diyor bana yürü
Madem ki
Doğdun
Yürü
Madem ki
İğreti yollardan geldin
Eğreti yollarda yürü
Ve gömül hayatın kör rahmine
Gömül ki
Seninle birlikte yok olsun insan soyu
.....
Ve ben
Ben Tanrının sıradan bir kulu
Sağanak yağmurlarda yıkıyorum
Adem ve Havva’nın soyu kuruyasıca torunlarının kefenlerini
Meshediyorum çöl kumlarında
Kutsal surlardan dökülen
Kızgın yağlarda pişmiş etlerini
Enfiye kutusuna doldurup parmak kemiklerini
Destur diyerek
Yeniden ölümün sancısını alıyorum avuçlarıma
...
Atımın çürük etini keserek
Biileyledim kılıcımı az evvel
Kıvılcımlar çıktı
Daha da aydınlandı gün
Önce küf sıyrıldı kılıcımdan
Sonra pas
Artık koyabilirim kınına
...
Velhasıl hazırım artık yola çıkmaya
Düştüm kavimler göçünün kuyruğuna
....
Madem ki yürü denildi
Sonuna kadar yürüyeceğim
Ramak kaldı sona
Ya çocuklar yaşayacak ben öleceğim
Ya ben öleceğim çocuklar yaşayacak
....