0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
41
Okunma
NİHAL’İN GEÇİDİ
Bir kan çağlayanıdır süzülür gözlerimden
Nihal’in hicran belâsıyla döndüm nâlâna
Her damla, bir yâdı boğar sessizce içimde
Yolcusu olduğum aşkın rengi kana boyandı
Bazen cefâ dağının tozundan bir kisvet giyinip
Bazen belâ vadisinde çırılçıplak yürürüm
Vefasızmış gibi görünen her cevrine rağmen
Gül bahçesi olsa da hâlim, gözyaşıyla sulandı
Her gün gam çölüne sefer eyledim adım adım
Her gece firkat menzilinde mihnetle konakladım
Gönlümdeki sırlar yüklendi hançer hançer
Dilim sustu, yaralı sinemde sözler pinhan oldu
Nihal! Senin adın bir sırdır, metafizik bir nehir
Melâl ile lirik arasında salınan bir rüya
Modern zamanların labirentinde tasavvuf kokusu
Aşkın haritası çizilirken, ben hep kayboldum
Bu şiir, seninle aramda kalan bir gizli bahçe
Mistik bir alegori, metafizik bir ayna
Her mısra, içsel bir yolculuğun hüznüyle yoğruldu
Nihal’in sesi, zamansız bir ilahî gibi ruhuma doldu