0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
35
Okunma
Nihal’in Günlüğü’nden
“Madem acıdan bir cihan kurulmuş,
Özüne çekilen her sancıda sen varsan,
Gamına da canım fedâ.”
Bu sözle, felsefenin katı kapıları aralanır,
Varoluşun sırrı, aşk ile sâkit olur.
Zira her tercih bir veda gölgesi taşısa da,
Seninle olan her kayıp, aslında Hakk’a vuslattır.
— Bu kadar mı karanlık düşeriz Nihal?
Yok mu bir ışık bu rıza ikliminde?
— Işık mı? Zaten sen, aynanın nûrusun.
Seçmek değil, seçilmektir derdimiz.
— Öyleyse…
Mutsuzluğa da gel, sen ol da yeter.
Çünkü senin her “âh”ında bir sır saklı,
Seninle çekilen her zahmet,
Yalnızlıktaki neşeden daha hakikatli.
İşte şimdi akıl değil, gönül konuştu.
Artık acı yol değil, menzil oldu.
Zira gerçek muhabbet,
Güldüğün vakit değil,
Ağladığın vakitte bile yanında olabilmektir…
Ve Nihal bilir ki:
Aşk, dikenlerin arasında gül değil,
Dikenin içinde bile Hû dedirten sestir.