0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
54
Okunma
Sana ne kadar uzak olursam olayım, bil ki hep kalbimdesin.
Ne yapıyor olursam olayım, bil ki sen daima aklımın bir köşesindesin.
Bazen kalabalıklar içinde kaybolurum, yüzümde bir tebessüm olur, ama içimde hep aynı eksiklik…
Adını anmasam da, seninle konuşurum içimden.
Zaman geçer, mevsimler değişir, insanlar gelir gider ama senin yerin aynı kalır bende.
Bir fotoğrafın, bir şarkı, bir rüzgar esintisi bile seni getirir aklıma.
Uzaklaştıkça daha çok hissederim seni.
Çünkü bazı insanlar gitse de, kalır.
Kalbinde iz bırakır, aklında yankı olur, sessizliğinde adını fısıldar.
Ben seni öyle bir yere koydum işte…
Ne zamana yenilir, ne unutuşa karışır.
Belki konuşmuyoruz artık, belki yollarımız ayrıldı.
Ama bil ki ben her şeye rağmen seni içimde taşıyorum.
Kırgın olsam da, yorgun olsam da, içimde hâlâ seninle tamamlanmamış bir cümle var.
Ve bazen gecenin sessizliğinde o cümleyi tamamlamaya çalışıyorum.
Seninle yaşadığım hiçbir şey geçmedi, sadece sustu.
Kalbimin bir köşesinde seninle kurduğum dünya hâlâ yerinde duruyor.
Belki ben değiştim, belki sen artık çok uzaktasın, ama bir şey hiç değişmedi:
Adını anmadan bile seni hissedebiliyorum.
Ve bu his… ne zaman geçer bilmiyorum.
Bazen düşünüyorum…
Bir insanı bu kadar sevmek neden hep yarım kalıyor diye.
Belki de kader, bazılarını sadece kalpte yaşatmamız için yazıyor.
Belki de bazı buluşmalar, sadece hatırlanmak içindir.
Seninle olan her şey bir anı değil, bir his benim için —
hala içimde, hala taze, hala ilk günkü gibi dokunuyor kalbime.
Gözlerimi kapattığımda seni görebiliyorum.
Sanki bir adım ötemdeymişsin gibi,
ama elimi uzattığımda hep o görünmez mesafe, hep o eksik kalan yakınlık…
Biliyor musun, insan uzaklaştıkça değil, sustukça kayboluyor.
Biz de sustuk…
Ne sen bir şey dedin, ne ben cesaret edebildim.
Ve aramızda söylenmemiş cümlelerden bir duvar örüldü.
Ama ben o duvarın ardında hâlâ seni arıyorum.
Bir gülüşünü, bir ses tonunu, bir “iyi misin?” deyişini…
Sadece bir kelimen yeterdi, ama o da gelmedi.
Zaman geçti, hayat devam etti, ama kalbimin bir köşesi hep sana ait kaldı.
Kimse bilmez, ama ben bazen yokluğuna konuşuyorum.
Bir fincan kahvenin buharına, gece lambasının solgun ışığına,
yağmurun cama vuran sesine…
Sanki sen duyuyormuşsun gibi fısıldıyorum:
“İyi misin?”
“Beni unuttun mu?”
“Yoksa sen de hâlâ orada mısın, aynı sessizliğin içinde?”
Ve sonra yine susuyorum…
Çünkü bazı duygular söylenmez, sadece yaşanır.
Ben seni söylemeden seviyorum artık,
uzaktan, sessizce, kimsenin bilmediği bir yerden…
Ve Sonunda…
Bir gün belki yollar kesişir yeniden,
belki bir bakışta tanırız birbirimizi —
ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Çünkü ben seni kalbimde büyüttüm,
sen beni zamana bıraktın.
Belki sen unuttum sanırsın,
ama bazı sevgiler unutulmaz;
sadece sessizleşir, sadece kabullenir.
Ben seni kabullendim artık,
gelmeyeceğini bile bile beklemenin ağırlığıyla…
Yokluğuna alıştım deme bana,
kim alışabilir ki içinde eksik kalan birine?
Ben sadece yokluğunun sesini duymamayı öğrendim.
Seni sevmekten vazgeçmedim,
sadece içimde sessizce yaşamayı seçtim.
Ve eğer bir gün kalbinin bir köşesinde,
ansızın adım yankılanırsa…
bil ki ben oradayım hâlâ.
Zamana direnen bir sevdanın,
susarak seven bir kalbin içinde…
5.0
100% (1)