0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
52
Okunma
Akılda başlar her şey…
Bir harita çizilir,
Sınırları cetvelle değil, kalple çizen bir çocuk gibi —
Bir yanım dağ, bir yanım oba,
Bir yanım hâlâ köy çeşmesinde yankılanan bir türkü.
Sonra bir ses:
“Sus!” der biri,
“Bu kelimeler yasak, bu ezgiler tehlikeli.”
Oysa biz sadece memleket kokusunu konuşuyorduk,
Toprağın alnındaki teri,
Anaların sessiz dualarını…
Bir pasaport gibi taşırım içimde vatanı,
Her sayfasında damgalı bir hasret,
Her satırında bir dönüş arzusu.
Gurbet,
Bir tren istasyonunda unutulmuş valizdir,
İçinde çocukluğum var,
Kırık bir radyo,
Ve bir çakmak: üstünde “özgürlük” yazıyor.
Yıllar geçer,
Diller değişir,
Ama kalbin dili susmaz.
Bir gece, yabancı bir sokakta,
Bir ezan sesiyle ürperir içimdeki dağ,
Bir rüzgâr eser:
Sanki yayladan kopmuş,
Kokusu hâlâ koyun yününe sinmiş.
Siyasetçiler çizgiler çeker haritaya,
Bizim çizgimiz yara olur sadece.
Yasaklar kağıtta büyür,
Ama kelimeler toprağın altından çıkar,
Bir nergis gibi,
Sessiz, ama inatla…
Bir çocuk sorar:
“Baba, memleket nerde?”
Ben susarım.
Gözlerim uzaklara dalar,
Bir tütün yakarım,
Dumanı yön gösterir — kuzeye, doğuya, kalbime...
Çünkü bilirim:
Akılda başlar her şey,
Ama kalpte biter.
Kalp, yasakları tanımaz;
Kalp, haritaları yırtar;
Kalp, sınırları aşar sessizce —
Ve memleket olur yeniden,
Bir bakışta, bir şarkıda, bir hatırada…
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)