0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
15
Okunma
Kapılar çalmıyor artık
Doğrudan giriyor herkes kalplere
Adını bilmeden tutuluyor eller
Herkes “canım” diyor
Ama kimse kimsenin canı değil
Bir güne sığdırılmış ömürler
Takvim utancından kızarırken
Yirmi dört saate sığan sözlerden
Bir asırlık aşk bekleniyor
Sonra göğe hesap soruluyor
Gülüşler seri üretim
Ayrılıklar toplu mezar gibi
Bir gün yan yana
Ertesi gün yabancı
Bu kadar mı ucuzladı insan?
Bu kadar mı çabuk eskidi “biz”?
Bir zamanlar bir bakış
Kırk yıl taşınırdı yürekte
Şimdi kırk bakış bir hatıra etmiyor
Sevda hız çağında
Yorgun bir kelime artık
Herkes bir günlüğüne seviyor
Bir günlüğüne yanıyor
Sonra küllerini bile toplamadan
Başka bir yangına gidiyor
Ben eski bir zamandan kalmayım
Sevdayı takvimle ölçemem
Benim içimde bir yar
Mevsim değiştirir, yıl eskir
Ama adını hiç kaybetmez
Bana bir günü değil
Ömrünü sunmayan kalbi ne yapayım?
Bana vitrine koyulmuş sevgiler değil
Emek kokan eller gerek
Sözlerim kampanya değil
“Bugün al, yarın iade” sevdası hiç değil
Ben birini seversem
Kendi adımı unuturum
Ama onu unutmayı bilmem
Herkes sevgili olmuş diyorlar
Baktım sokaklara
Çiftler var ama yürekler tek
Fotoğraflar var ama hikâyeler eksik
Kalabalık çok
Ama kimse kimseye ait değil
Bir güne sığdırılan aşkı
Vitrin mankeni gibi sevdim dediler
Ben bir ömrü sığdıramadım
Bir tek kalbe
O yüzden hâlâ yalnızım belki
Ben sevdayı zamana bölmedim
Ben aşkı takvim yapmadım
Ben gidenin ardından “yarın” demedim
Ben kalanların içinden
Kendimi çıkardım
Artık senede bir gün hatırlanan isimler var
Bir gün çiçek
Üç yüz altmış dört gün suskunluk
Hediye paketi gibi sunulan sevgiler
İçinden hep eksik bir şey çıkan
Ben eksiksiz kalan tarafım bu çağın
O yüzden yabancıyım herkese
Herkes yarım sevmeyi öğrendi
Ben tam sevmeyi unutmamayı seçtim
Ve bil ki
Bir gün herkes yalnızlığın kapısında
Boynu bükük beklerken
Bir zamanlar hoyratça harcadığı
O tek kalbin hasretine düşecek
İşte o gün
Bir günlüğüne değil
Bir ömürlük sevenlerin
Kıymeti anlaşılacak
Kadir TURGUT