0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
31
Okunma
Eskiden ne güzeldi yaşamak,
Saygı vardı, sevgiler gerçekti,
Yalan vardı belki…
Ama bu kadar ustaca giyinmezdi doğruyu.
İnsan, insanın yüzüne bakarken utanmayı bilirdi,
Söz, kalbin önüne geçmezdi bu kadar hoyrat.
Özgürlük mü?
Biz onun adını bilmeden hürdük zaten,
Kimsenin bileği kelepçeli değildi,
Çünkü vicdan vardı,
Çünkü adap vardı, edep vardı…
Şimdi özgürlük dedikleri şey
Meğerse bütün kötülüklerin anasıymış,
Adı özgürlük konmuş bir başıboşluk bu,
Ahlâksızlığın makyajlı hâli.
Soğuduk doktor…
Hem de içimizden içimizden,
Güneşin altında üşür gibi soğuduk.
Kalabalıklar içinde yalnız,
Ekranlarda sahte tebessümlerle boğulduk
Ve kimse kimsenin kalbine dokunmadı
Parmak izi bırakacak kadar.
Sil hafızamı doktor…
Kimseyi hatırlamak istemiyorum artık.
Çünkü hatırladıkça yük oluyor sevgi,
Hatırladıkça yara kanıyor,
Hatırladıkça insan, insana inancını kaybediyor.
Bir zamanlar “can” dediğim insanlar
Şimdi adımı bile yanlış telaffuz ediyor,
Vefa bir masal gibi anlatılıyor çocuklara,
Ama kimsenin büyüyünce inanacağı yok.
Bir selâmın bile menfaat gölgesinde verildiği çağdayız,
“İyi misin?” sorusu bile pazarlıklı,
Dostluklar sponsorlu,
Aşklar filtreli,
Gözyaşları bile sahte bazen,
Gerçek olan sadece kırgınlık…
Sil hafızamı doktor…
Annemin akşam ezanına kadar süren merhametini bile sil,
Babamın susarak öğrettiği onuru da…
Çünkü bu çağ,
Bunları taşıyamayacak kadar kirli.
Ben eskiyim doktor,
Yeni insanlara sığmıyorum.
Ben susarak sevmeyi öğrendim,
Onlar bağırarak terk etmeyi…
Ben “ayıp” diye büyüdüm,
Onlar “hak benim” diye.
Bir iyilik yapınca başa kakılan,
Bir hata yapınca linç edilen bir çağdayız,
Herkes konuşuyor, kimse duymuyor,
Herkes biliyor, kimse yapmıyor,
Herkes haklı, kimse adil değil artık.
Sil hafızamı doktor…
Bir dosta sırtımı dayadığım günleri sil,
“Ben buradayım” denince inanabildiğim zamanları sil,
Çünkü artık kimse bir yerde durmuyor,
Herkes kaçmaya hazır.
Çocuklar erken büyüyor,
Büyükler her gün biraz daha küçülüyor,
Kadınlar incinmekten yorulmuş,
Adamlar adam olmaktan vazgeçmiş.
Bir tebessümün sadaka sayıldığı günlerden,
Gülüşün bile şüphe uyandırdığı günlere geldik.
Kime güvensek, içinden bir hançer çıktı,
Kimi sevdiysek, kalbimizden vurdu.
Sil hafızamı doktor…
Sevmenin bedelini bu kadar ağır ödemek istemiyorum.
İnanmanın borcu çok oldu bu hayatta,
Artık iflas ettim.
Eskiden bir söz yetiyordu insanı ayakta tutmaya,
Şimdi bin yemin bile yetmiyor güvenmeye.
Eskiden utanmak vardı,
Şimdi utanmayanlar meşhur.
Ben eski dünyanın son mağlubuyum doktor,
Kalbimde hâlâ merhamet taşıyorum,
O yüzden bu çağ bana ağır geliyor,
O yüzden bu insanlar bana fazla geliyor.
Sil hafızamı doktor…
Belki unuturum da uyuşur içim,
Belki hatırlamazsam acımaz bu kalp,
Belki kimseyi tanımazsam
Kimse beni yeniden yıkamaz.
Ama doktor…
Hafıza silinince insan kalır mı?
Acı gidince merhamet de gider mi?
Kırgınlık silinince vicdan da silinir mi?
Bilmiyorum…
Sadece çok yoruldum.
İnsan olmaktan değil,
İnsanlar arasında kalmaktan yoruldum…
Sil hafızamı doktor,
Bu çağın yükünü taşıyamıyorum artık.
Kadir TURGUT