0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
13
Okunma
Biliyor musun?
Ben o masaya
neyi kaybedeceğimi bilerek oturdum…
Kazanmaya değil,
tam kalbimden yenilmeye geldim.
Göz göre göre
yangına odun taşıdım içimde,
sen “küle razıyım” sandın,
ben “kül de sensin” dedim.
Vazgeçeceğimi düşünmen senin hatandı,
çünkü ben vazgeçmeyi
sadece ölülere yakıştırırım.
Ben yaşarken bırakanlardan olmadım,
yandım…
Ama sırtımı ateşe vermedim hiç.
Bir bakışıyla insanı
iki parçaya bölen kadın,
sen benim içimde
bir ömürlük deprem oldun.
Hangi şehir sağlam kaldı benden sonra,
söyle…
Hangi duvar hâlâ ayakta,
hangi dua yarım kalmadı?
Ben seni
gidecekmiş gibi sevmedim,
ben seni
dönecekmiş gibi hiç sevmedim.
Sen ihtimallerin kadınıydın,
ben kaderin adamı…
Biz bu yüzden tutuşmadık aynı yerden.
Herkes masaya kazanmak için oturur,
ben kaybımı baştan bağrına bastım.
Çünkü biliyordum:
Bazı zaferler,
insanı insanlıktan eder.
Ben insan kalmayı seçtim,
sen “haklı” kalmayı…
Geceye yüklenen suskunluğumdan
haberim var sanıyorsun,
o suskunlukta
kaç fırtına boğuldu bir bilsen!
Ben sustum diye
hikâye bitti sanma,
bazı acılar
sadece yüksek sesle anlatılmaz.
Bir ayrılık ki
ne kapıya sığdı ne yola,
ne dua aldı ne beddua…
Ortada kaldı her şey,
bizim gibi.
Ben senin gidişine
kapı kapı cümleler hazırladım,
ama sen giderken
hiçbirini duymadın.
Gitmek bazen duymamaktır zaten,
kalmak ise
her kelimede biraz daha yaralanmak…
Sen “geçer” dedin,
ben “geçmez ama öğretilir” dedim.
Ve öğrendim:
Bir insanı kaybetmek değil,
kendini onda kaybetmek
asıl yıkımdır.
Şimdi sor bana:
Pişman mıyım?
Evet…
Ama sevmekten değil,
kendimi senden sonra
toplayamayacağımı bile bile
bu kadar derin sevmiş olmaktan.
Ben seni bir günlüğüne sevmedim,
bir ömürlük kaybettim.
Sen bir gecede vazgeçtin,
ben yıllarca içimden sökemedim.
Adalet böyle bir şey işte;
aynı yangın,
iki ayrı kül…
Ve hâlâ soruyorlar:
“Niye artık kimseyi o kadar sevmiyorsun?”
Çünkü insan
bir kere tam yanınca,
bir daha ateşle
samimi olmuyor…
Biliyor musun?
Ben o masaya ne kaybedeceğimi bilerek oturdum…
Ama sen benim,
kaybederken bile
bu kadar ayakta kalacağımı bilemedin.
Ve belki de
en büyük yanılgın buydu.
Kadir TURGUT