1
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
205
Okunma
Sabahın ilk güneşiydi
Şehrin dili değişti
Yüreğimdeki bütün mevsimlerin dengesi
Gölgelerden geçtik
yorgun merdivenlerden
Gül dalında kurudu
zaman durdu.
Aynı suyun peşinde dönen değirmen taşı
bütün nehirler içime akıyordu.
Hayatın en saf ve berrak damlası
Toprakta saklı kalan inatçı bir kök
sönmeyen renk
küllerden doğan mor bir yara
Geriye avucumdaki boşluk kaldı
Oysa ruhum
bir yıldız gibi parlıyormuş alttan
Sabahın ilk güneşiydi
İçimdeki bütün kırgınlık buğulanıp kayboldu
Gökyüzü bizi sardı
bir ninni gibi.
En derin yaramızdan bir şafak söktü
o şafakta dipsiz bir denizin hıçkırığı
Yalnızlığın içinden geçen cılız fısıltı
Avazım bir uçurum kenarında asılı
Bütün sırlar
göğsümde kilitli anahtar
Saniyeler elimizden dökülen incilerdi
Işıkta bile gölgemiz ağlıyordu
Dinle bu anı
Her yaprak ömrümüzün sessiz dizesi
Gölgem ki bir mühürdür kırılan zamanın
Yüzümde yakut bir sessizliğin sisi
Bırak aksın içimden o nehirler
sonsuzluğa uzanan
görünmez bir el tutsun
5.0
100% (6)