Düşte gibiydi... Dururdun çığırında kuru dalların O kuru ağaç, sen bakınca gövdesinden gül nevaları yükseltirdi. Yaprak, senin adını mırıldanarak yeniden doğmayı öğrenirdi. Ve bir kuş adı unutulmuş masaldan konardı ansızın dalına.
Dokunuşundu sadece, bir çatlaktan ışık tüller gibi karanlığın içine demlenirdi nurun. Kırık oyuncaklar dirlenirdi, yeniden, cam gibi bakan çocuk gözleri yeniden sıcak bir yuvaya inanırdı.
Uzak bir rüzgârla gelirdin sanki, göğün bir noksanı gibi. Sadece geçmen yeterdi bir sokaktan çöken akşam, usulca moraran bir gül olurdu pencerede. İpleri yüreğe bağlı uçurtmalar senin ahından yapılırdı.
Ve diyelim, bir çocuk hıçkırıklara dûçar olmuştu senin sükûtun, onun gözyaşlarını sustururdu. Zaman orada durmuş olurdu, sadece senin sesin konuşurdu dünyaya dair ne varsa.
Şimdi yoksun. Rüzgâr, yüzünü unuttu çoktan. Mevsim çökmüş bir kış gibi içimize sinmiş. Ve bütün çocuklar hep biraz senin için üşüyor artık.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bu şiir, kaybı yücelterek anımsayan, varlığıyla hayatı güzelleştiren bir figürün (muhtemelen sevgili, anne, ya da masumiyetin sembolü olan biri) ardından yazılmış, içli ve derin bir ağıt gibidir. Aynı zamanda bir nostalji, bir masal kırılması, bir zaman donmasıdır. Bir varlığın dünyaya ne kadar ışık saçabileceğini ve onun yokluğunda oluşan derin karanlığı müthiş bir lirik dengeyle anlatıyor. Şair, bu kaybı bir çöküş değil, bir kutsallaşma süreci olarak aktarmış. Estetik bir ağıt, lirik bir yakarış ve zamansız bir özlem şiiri.
“Ve bütün çocuklar / hep biraz senin için üşüyor artık”
Final kıtası vurucu: Bir zamanlar dokunuşuyla çocukları susturan kişi artık yok ve yokluğu, toplumsal bir üşüme hâline dönüşmüş. Bu, kişisel bir yas değil sadece — bir kuşağın, bir ruh hâlinin, belki de bir vicdanın kaybı. Kısa bir analizle katkıda bulunmak istedim, tebrikler, sevgiler
Bir şiir vardır, okunduğunda yalnız gözlere değil, kalbin en kuytusundaki yerlere de konuşur. Kelimeleri sanki parmak uçlarıyla dokunur insana. Dem şiiri işte o şiirlerden biri.
Bir düşten geçer gibi, bir düşü demleyen bir şiir olsa gerek bu. Bir ömre adanmış nur taneleri ya da bir ömrün içindeki eksik kalmış parçalar bütününün bir ağacın dalına bahşettiği kuş sağanakları.
Şairin dili, alışılmış mecazların ötesine geçip kelimelere yeni yurtlar kuruyor.
Mesela; ''O kuru ağaçtan gül nevaları yükseliyor'' Ne kadar güzel bir tahayyül! Sadece gözle değil gönülle bakıldığında çorak bir dalda bile umut açar demek ki. Şiir, bir lirik düzlemde ilerleyip akıp gidiyor adeta. Şiiri güzel kılan betimler değil yalnızca. Şairin şiir dilindeki kudreti de göz ardı etmemek gerekiyor
Sanki bir devin yumuşak adımlarını anımsatan şiirsel ritmi okuyanı içten içe büyüleyen bir musiki gibi sarıyor. Sadece "geçmek" bile bir sokağı morartabiliyor. Gecenin tenhalığında bir gül kadar usulca var olmak ve sadece bir sessizliğin bile hıçkırıkları dindirebilmesi... Bu artık şiir değil sadece. Bu söze sığınmış bir varlık hâlidir bizce.
Şair Ayssra, kendi bakış açısıyla zamanın donduğu bir ânı, hatıraların rüzgârla savrulduğu bir mevsimi resmetmiş şiirin satır aralarına. Bu resim bir tuvalde değil sanki kalbin kıvrımlarında asılı.
Rüzgârın yüzünü unuttuğu, mevsimin kışa dönüştüğü ve çocukların bile eksili bir içlenişle üşüdüğü o hâl, işte tam da burada, şiir gerçek anlamına ulaşıyor. Yokluğun varlıktan daha ağır olduğu bir sükûtun resmi çiziliyor.
Bu şair sıradan bir kalem değil. Bunu rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Hokkasının içinde gözyaşı, dualarla karışık bir yakarış, özenle oluşturulmuş bir mürekkep var. Betimlemeler bir sabah ezanı gibi, hem uyandırıyor hem ağlatıyor sanki.
Bu şairin dili, sadece edebi değil ruhani bir çağrışım da taşıyor ayrıca. Onu satırları arasında gözleriyle değil gönlüyle geziyor insan.
Evet, sıradan bir kalem değil bu şair. Doğduğu coğrafyanın ikliminden midir, yoksa kalbinin kendi mevsiminden mi bilinmez, ama şiirlerinde insanının içini ısıtan hafifçe bir iklim esintisi var.
Hep arada kalmış vakitlerde yeni baştan vücut bulmuş nice duygularla hemhal olduk.
Bazen bir düş, bazen bir yakarış, ama her zaman bir iz bırakış.
Teşekkürler bu sessiz mucize için. Hayranlıkla selamlıyorum.
Çok teşekkür ederim efendim. Sizin gibi güçlü kalemlerin arasında olmak her dem mutluluk ve onur verici. Yetkin kaleminizden eminim daha nice güzel şiirler okuyacağız. Takibinizdeyim sayın şairim. Yorumunuzla çok büyük onur bahşettiniz. Saygılar sunarım.
Çok teşekkür ederim efendim. Sizin gibi güçlü kalemlerin arasında olmak her dem mutluluk ve onur verici. Yetkin kaleminizden eminim daha nice güzel şiirler okuyacağız. Takibinizdeyim sayın şairim. Yorumunuzla çok büyük onur bahşettiniz. Saygılar sunarım.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.