1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
139
Okunma
Dışarıda ay, ince bir sır gibi,
Gölgemle birlikte düşer duvarlara.
Bir yalnızlık ezgisi döner dudaklarımda,
Her harfi sensizliğin ağırlığıyla donar.
Kelimeler titrer içimde usulca,
Adını andıkça ısınır yüreğim.
Bir rüzgâr eser, perdeler aralanır,
Gecenin kalbinden geçer bir serinlik.
Bir umut sızar o serinlikten içime,
Belki senin kokundur, belki bir duanın ezgisi.
Karanlığa dokunurum parmak uçlarımla,
Sanki yüzünü okşar gibi sessizce.
Kandiller yanar, sessizlik çoğalır,
Bir çocuk duası düşer yüreğime.
Anneme benzer bir sıcaklık dolar içime,
Sanki o da gecenin bir yerinden bakar yüzüme.
Yalnız değilim derim usulca,
Çünkü sen varsın, çünkü annem var.
Yıldızlar eğilir, kulak verir sanki,
Söylediğim her kelimeye.
Bir yakarış gibi yükselir nefesim,
Bir umut, bir teslimiyet gibi.
Ruhumun eşiğinde diz çökerim,
Küllerimden doğan sessiz bir kuş gibi.
Saatler erir, gece yorulur nefesimde,
Kandillerin alevi düşer gözlerime.
Küçük bir sıcaklık sarılır ruhumun ummanlarına,
Sarar karanlık dünyamın göğünü.
Güneş gibi aydınlanır içimin karanlığı,
Çerağın kalbinden doğan sen gibi...
Ufukta ışık belirir, kuşlar uyanır,
Gökyüzü bir seccade gibi serilir önüme.
Bir huzur iner kalbime, tarifsiz ve derin...
Artık bilirim: gece bitse de yakarış sürer.
Çünkü geceden sabaha geçerken,
Sana vardım ben, kendime dönerken.
Sabah da olur sonunda;
Bir çiçek gibi açar kalbim sessizce.
Artık ne karanlık, ne korku kalır,
Sadece seninle dolu bir ışık…
O ışıkta adını tekrarlarım,
Ve yeniden başlar:
Adını andığım karanlıklar.
5.0
100% (6)