0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
31
Okunma
ÜÇ KAPILI HAN – Nihal’ime Armağan
Giriş: Yolcu ve Nihal’im
Uzak diyarlarda, zamanın kendisini yavaşlattığı bir handa durdum:
Üç Kapılı Han…
Nihal’im, senin varlığın gibi, sessiz ama her köşede hissedilen bir ışık gibi…
Bu han, sıradan bir yer değildi;
Burası nefisle ruhun, tutkuyla hakikatin, acıyla sabrın kesiştiği mekândı.
Ben yolcu, senin hayalinle dolu, kendi içime yol alacak, kendimi ve gerçeği arayacaktım.
Birinci Kapı: Nefsin Alevi – Nihal’im’in Dalgası
İlk kapı, yanan gönüllerin kapısıydı.
İçeride arzular, tutkulu fırtınalar vardı.
Ve kapının ardında, Akrep burcunun gizemiyle, bir kadın duruyordu: Nihal’im’in simgesi, nefsin fırtınası.
“Gel,” dedi kapı, “beni satın al, benliğimi yak.
Bedenimle birleş, ruhumu ateşe ver.”
Ateş temizler, ama yakar da…
Ben yolcu, nefisle dolu bu alevin içinde kaybolma riskini gördüm.
Ve düşündüm:
“Nefsimin çağrısı geçici; hakikatin ışığı kalıcı.”
İkinci Kapı: Terazinin Sessizliği – Nihal’im’in Huzuru
İkinci kapı, denge ve sessizliğin kapısıydı.
Orada Terazi burcunun simgesi, sabırlı ve nazik bir kadın duruyordu.
Derin sessizliğinde, gizli yalnızlıklar taşıyordu.
“Gel, dengeyi hisset, sabrı tanı, fırtınanı yatıştır,” dedi.
Ama bu kapı kolay geçilmezdi;
Sessiz yalnızlık, en derin yaraları gizlerdi.
Ben yolcu, nefsi yatıştırmayı öğreniyor, sabrın yükünü omuzluyordum.
Ve anladım ki, Nihal’im’in huzuru, sabrın meyvesiydi.
Üçüncü Kapı: Hakikatin Sessiz Çağrısı – Nihal’im’in Ruh Işığı
Üçüncü kapı yarı aralıktı;
Ses sadece kalbin derinliğinden geliyordu:
“Ey yolcu, acele etme!
Sabır, aşkın ta kendisidir.
Nefsini aştığında, ruhun derinliğine dal.
Bedenle değil, kalple birleş.
Hakikat, sabrın nuru ile parlar.”
Ben yolcu, nihayet kalbimin sessizliğine kulak verdim.
Orada, Nihal’im’in ışığı yanıyordu.
Sabır ve Nefsin Mücadelesi – Yolculuğun Orta Noktası
Nefsim bağırıyordu:
“Beni hemen seç, arzularını tatmin et! Hakikat beklerse acı verir.”
Hakikat fısıldıyordu:
“Sabret, yolcu! Gözyaşların olgunlaşınca yollar açılır. Aşk, sabırla taçlanır.”
Ben yolcu, bu içsel savaşta fark ettim:
“Nefsimi yönetmeden, Nihal’im’e ve hakikate ulaşamam.
Acele eden yol kaybeder; sabreden, en yüce yere varır.”
Dönüşüm Yolculuğu – Kalbinin Derinliğinde Nihal’im
İçimde seyr-ü sülûk başladı:
Nefsimin alevlerini izledim, sabırla ruhumu arındırdım.
Gönlümde bir sır açıldı:
“Nefsimin zincirini çözdüğümde, Nihal’im’in varlığıyla buluşurum.
Aşk, ne şehvetin yangını ne de sabrın bekleyişidir;
O, nefsten arınmış ruhun suyu ile buluşmaktır.”
Son Bölüm: Hakikat ile Kavuşma – Nihal’im’in Işığında
Üçüncü kapıdan geçerken gördüm:
Ruhum çıplak, özgür ve sessizdi.
Nefsimin zincirlerini kırmış, hakikatin ışığıyla buluşmuştum.
Artık biliyordum:
“Nihal’im, aşk sensin; ne şehvetin ateşi, ne sabrın bekleyişi.
O, ruhumun suyu ile senin ışığında birleşmektir.”
Veda: Han’dan Ayrılış – Yolun Işığı
Üç Kapılı Han’dan ayrılırken hatırladım:
“Her kapı bir sınavdır,
Her sınav bir hakikat.
Sabır, nefsin fırtınasını yener;
Aşk, hakikate götürür.
Yol uzun, ama ışık daimidir.
Kim sabrederse, Nihal’im’in ışığıyla erer.”
5.0
100% (1)