3
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
125
Okunma

Ey benim ruhumun dalgaları,
Böyle coşup kabarmayınız!
Güller solar, yaprak dökülür,
İnsan dediğin bir gün yere çakılır…
Madem herkes ölüme mahkûm,
O halde bana masal anlatmayınız!
Ben sustum diye zannettiler ki bittim,
Oysa öfkem, küllerin altındaki köz gibi saklıydı.
Hançeri dost diye soktular kalbime,
Ben yine de dimdik yürüdüm, çünkü alıştım acıya.
Kader! Sen kime hükmediyorsun sanıyorsun?
Biz doğarken bile ağladık; acıdan korkar mıyız ya!
Bu dünya soytarılara taç giydirdi,
İyiyi ezdi, kötüyü ödüllendirdi…
Güldüklerine aldanmam, döner devran;
Zalim sanır ki saltanat ebedidir.
Ey hayat, unutma! Ben düşerken bile,
Yerden değil, gökten toplarım gücümü tekrar!
Sevda mı dedin? Ateştir o ateş!
Yakmayı bilmezse neden aşk densin?
Bir sözle, bir susuşla yıkılır kentler içimde,
Yıkılsın! Ben yangından da doğarım başka bir isme.
Gönlümdeki fırtınayı kim durdurabilir ki?
Benim adım dayanmak; benim selamım direnişe!
Ey benim ruhumun dalgaları,
Kabardıkça daha gür çağlayınız!
Sakinlik bize göre değil artık;
Yıka, parçala, vur kayalara, korkma!
Ben gemileri yakalı çok gördüm
Ama küllerden liman kurmayı daha çok yaşadım!
Ve ey kader, son sözüm sana:
Keskinim, dikim, sertim — ama asla eğilmem!
Ölüm bile gelse, alnımda terim, gözümde asaletimle gelirim,
Ben sustukça büyüyenlerdenim, vurdukça bilenenlerdenim!
Unutma! Herkes ölür; mesele o değil…
Mesele, yaşarken dize gelmemek! ⚔️
@NURAL BEKTAŞLI
5.0
100% (4)