1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
236
Okunma

Kalemin dilinden kendisinin meydan okuması...
Ben ki sözün sultanıyım,
Kalemim yıldırım, mısram şimşek.
Benim nefesim ateştir,
Benim dilim ok, sözüm hançer.
Hangi yalancı perdesini örse,
Benim kelamım o perdeyi yırtar...
Benim şiirimde saklıdır adaletin sesi,
Benim kasidemde gizlidir mazlumun nefesi.
Kara geceyi gündüz eden fener benim,
Zulüm zindanını delen ateş benim.
Benim kalemim öyle bir kılıçtır ki:
Bir ucuyla zalimin tahtını yıkar,
Bir ucuyla mazlumun zincirini kırar.
Her kelamım gök gürültüsü gibi iner,
Her mısram yıldızları titretir...
Benim adım tarih defterine düşerse,
Yalancılar silinmiş olur.
Benim sesim duyulursa meydanda,
Riyakârların dili tutulur.
Ben sustuğumda bile
Gök gürler, yer inler, deniz taşar.
Bilir misiniz siz reziller?
Benim şiirim yıldırım gibi düşer,
Siz kuru ağaçlar gibi yanar,
Siz paslı demirler gibi erir,
Siz çürük tahtalar gibi dağılır gidersiniz.
Ben hakikatin bekçisiyim,
Siz yalanın maskarası.
Ben adaletin gürzüyüm,
Siz zulmün esiri.
Ben sözümle asırları yıkarım,
Siz menfaatiniz uğruna kendinizi bile satarsınız.
Erol Kekeç/5.09.2025 00:20/Sancaktepe/İST
5.0
100% (2)