0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
65
Okunma
Bir gün kalktım içimin yurdundan,
Yorulmuş kalbimi alıp çıktım yola.
Ne şehir bıraktım ardımda, ne iz,
Sadece bir isim, senin adınla.
Bir hicret bu, sessiz ama derin,
Bir kalpten bir kalbe göç ediş.
Ne beden bilir bunu, ne akıl,
Sadece ruh anlar bu yürüyüşü.
Karanlık yollardan geçtim önce,
Nefsimle konuştum, sustum çoğu kez.
Her adımda bir yük bıraktım yere,
Ve hafifledikçe sana yaklaştım.
Bir ırmak gibi taştı içimde sevda,
Taştıkça arındı bütün kirli yanlarım.
Aşkın ateşiyle yandım ama,
O yanışta buldum kendi nurumu.
Gözyaşlarım secdeye düştü,
Kelimelerim dua oldu her gece.
Bir “sen” dedim, bin kapı açıldı,
Bir “ben” dedim, hepsi kapandı sessizce.
Bir kalp var artık, yurdu sensin,
Bir nefes var, yönü sensin.
Bütün gidişlerim gelişe döndü,
Çünkü sonumda hep sen vardın.
Köprü yaktım geçmişin üstünde,
Küllerinden doğdum bir kez daha.
Ne heves kaldı, ne korku içimde,
Sadece bir teslimiyet: senin adına.
Bir hicret bu, ama dışa değil,
İçimin karanlığından kalbin nuruna.
Her adımda biraz daha kaybolurum,
Kayboldukça bulurum seni, Rabbim.
Kalbimin kıblesi değişti o günden,
Artık hiçbir yön şaşırtmaz beni.
Çünkü senin ışığın doğdu içimde
Ve ben hicret ettim karanlığımdan.
Ne şehirler özlerim artık, ne yollar,
Benim tek varışım bir yürektir.
Senin sevginde buldum asıl yurdumu,
Kalp hicretim aşkınla tamamdır.
Bir su gibi aktım, duruldum sende,
Bir nefes gibi vardım özüne.
Artık ben yokum, sen var bende
Ve bu yoklukta buldum ebediyeti.
Ve bil ki sevgilim, bu hicret bitmez,
Her gün yeniden doğar bu yolculuk.
Kalbim her secdede göç eder sana,
Her atışında “Sen” der “Sen.”
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(9 Ekim 2025)