4
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
116
Okunma

Süt Tozu Hüzünleri
Gürültülü kapıların ardında
çocukken düşürdüğüm tokamı arar gibi,
bir evin önünde unuttum kendimi.
Aynanın karşısına geçtim.
Kollarımı uzattım kendime.
Yorgun bir battaniye gibi sardım omuzlarımı.
Bazen annesiz kalmış oyuncaklar gibi
yumuşar içimde yalnızlık.
Bazen çivi gibi batar tenime.
Ama sarıldım işte.
Küçükken düşürdüğüm bütün güneşleri
avuçlarımda toplar gibi.
Bir kırık şemsiye gibi göğsümde açıldım.
Yağmurdan değil,
içimdeki suların taşmasından sakındım.
Kendi kollarımda büyüdüm.
Yara bandı kokan çocukluğumdan
düşmüş telaşları topladım.
Bir yanım üvey anne masallarına
inanmış kadar hüzünlü;
diğer yanım, sobada unutulmuş
mandalina kabukları gibi teselli.
İki parantezin içine sığdırmaya çalıştım ellerimi.
Bakkalın camına yapıştırılmış
çikolata ambalajları kadar yalnızdım.
Kendimi öptüm, sanki annemin gençliğini
ceplerimde saklıyormuşum gibi.
İçimdeki yetim kız çıkıp saçlarını taradı
kırık bir tarakla.
Onun uyuduğu yastığa dudaklarımı bastım.
Kendi kemiklerimden yapılmış
bir kafese kapattım kendimi.
Dizlerimde kuruttuğum izlerle
annemin hayaleti vardı sırtımda.
Sarıldım yeniden kendime.
Saçlarındaki küllük kokusuyla
başka bir kadın sarktı aşağıya.
Bir ütü masasına serdim kalbimi.
Üzeri buruşuktu.
Kimse katlamamıştı yıllardır.
Kollarımı açtım iki harita parçası gibi
birbirine uymayan,
iki et parçasını yan yana getirir gibi.
Penceremin kenarında kurduğum düşler
dönüp duruyordu.
Biri ağlıyordu sessizce.
Yanına oturup saçlarını okşadım.
Soba peteklerinin arasına sığdırdım onu.
Tutuşmayan kibritlerin kokusuyla hissettim.
Bir kutunun kenarında unutulmuş şekerler gibi
kendi anılarımı tattım.
Bütün gökyüzlerini avuçlarımda
tutarak yavaşça uyudum.
01.10.2025 / 15.10
Gökçe KIZILDEMİR
5.0
100% (10)