1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
122
Okunma
Kravatlı Gölgeler
Bir kadın öldü dün.
Toplum “amalarla” ördü vicdanını.
“Belki o da tahrik etmiştir.”
diyen sesler,
cinayeti yıkadı
sabahın soğuk suyuyla.
Gülüyordu, saçlarını tarıyordu.
Bir saksıya su döküyordu belki,
köpeğini gezdirmek için
kapıya çıkmıştı belki de.
Ya da işe geç kalmamak için
acele ediyordu.
Bir kadın öldü dün.
Ve dünya,
bu cümlenin ağırlığını taşımadı.
Gazetelerde küçücük bir başlığa
sıkıştırıldı ismi.
Manşetlerin altına gizlendi utanç:
bir fotoğraf kadar soğuk,
bir cümle kadar kısa bir ömürle.
Ekranlarda bir "son dakika" kadar
sürdü varlığı.
Ardından hava durumu geçti.
Yağmur olasılığı %50 dediler.
Bir cinayetin üstü kapatıldı.
Bir kadın öldü dün.
Yasaların arkasındaki
her imza, her karar,
her suskunluk
cinayetin yeni penceresini açtı.
Maddeler, suçsuzluğun kılıfını
giydirdi katillerin omuzlarına.
Mahkeme salonunda
kravatlı gölgeler ellerini ovuşturdu.
İndirilen cezalar,
adaletin gölgesinde
birer şaka gibi duruyordu.
Bir kadın öldü dün.
Hiçbir şey değişmedi.
Ertesi gün,
herkes kendi hayatına devam etti:
kahveler içildi,
otobüsler doldu,
çocuklar oyun oynadı,
trafik ışıkları
kırmızıdan yeşile döndü,
güneş aynı pencereden sızdı.
Bir kadın öldü dün.
Bugün, hâlâ sayılar yükseliyor
gizli dosyalarda:
"Bu yıl geçen yıla göre
%25 arttı." diye diye,
erkek egemenliğinin
yazısız yasalarını anlatıyorlar.
Katiller, toplumun içinde
varlığını sürdürüyor.
Bir kadın öldü dün.
Gazeteler açıldı,
başlıklar küçüldü,
ekranlar bir “son dakika” kadar
kaldı onun varlığında.
Sonra reklamlar döndü,
hava durumu geçti,
ve şehir, onun ölümünü
hiç taşımamış gibi davrandı.
Bu yazıyı yazarken
yine bir kadın öldü.
23.10.2025 / 05.07
Gökçe KIZILDEMİR
5.0
100% (10)