4
Yorum
17
Beğeni
4,9
Puan
393
Okunma

Gazete yok mu bu evde?!
Sen de mi kaçıyorsun yoksa,
Perdelerini sıkı sıkı kapatıp
Görmek istemediğin o yerden?
Sesler girse de içeri,
Gözlerini kapama hakkını mı kullanıyorsun
Sen de?
Televizyonu açmışsın bari…
‘Aptal kutusu’ tabirine
Toz kondurmamış,
Boş kutu misali o beyinlere
döndürmesini ummuşsun
kendininkini de.
Arada sırada sızsa da içeri
Perdelemeye çalıştıkların,
Birden araya girse de çığlıklar
Kanalları çevirirken…
İçin bayılıp da o aptal saptallıklardan,
Bir gıdım da olsa mantık ararken
‘Kadın programı’ dedikleri
_Ki kadın’a en uzak olan,
En uzağına düşüren onu
Kadınlığın derinlerinden;
Sığ yerlere çeken_
O programlardan kaçıp
Bir vaha ararken kendine…
Susuzluktan çatlayacak ruhuna
Bir yudum su bulmak için
Bir dizinin ellinci tekrarını
bile mumla ararken…
Birkaç saniye de olsa
Konaklamak zorunda kaldığın
Bir resim çıksa karşına birden
Kanalları gezerken;
Donup kaldığın,
Diğerleri gibi geçemediğin…
Perdelerini sonuna dek açtıran sana,
Gözlerini fal taşına çeviren…
Tüm duyumlarını, kanını canını
Kendisine mıhlayacak kadar
Aradığın o şeyi veren sana,
O anlamı…
Acıtsa da canını o resim,
Ruhunu kanırta kanırta gösterse de kendini;
O kadar saat boyu
Çok uzağına düştüğün
O yeri hissettiren birden içinde,
Sıcaklığını çok özlediğin…
Gözlerini yakan o duygudan süzülen
o sıcacık yaşlarda
Atışlarını duyuran sana yeniden, kalbinin…
Ondan nasıl kaçacaksın peki,
O resimden?!..
Düşündüğün kadar aptal olmayan
O kutunun içinde saklı duran
Ve o resim aracılığıyla
Perdelerini aralayıp
Sana el sallayan
O koskoca dünyadan..?!
5.0
90% (9)
4.0
10% (1)