1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
285
Okunma

Sessiz gecelerde bulutların ardına gizlenmiş yıldızlar,
Bir sır gibi, uzak, ama bir o kadar yakın,
İçimde yankılanan boşluğun derin çığlığı,
Her bakışımda biraz daha büyür yalnızlığım...
Göğün sonsuzluğuna uzattım ellerimi,
Bir yıldız tutmak umuduyla,
Ama ellerim hep boş,
Çünkü yıldızlar sadece seyre değer;
Bazen sessizce konuşur yıldızlar,
"Yolcusun," derler, "yolun hep sürecek,"
Ve ben, yürürüm sessiz adımlarla,
Bir düş kadar narin, bir gerçek kadar keskin...
Kalbimin en ıssız köşelerinde yankılanır,
Düşen her yıldızın içime işleyen ışığı,
Ama ne kadar parlak olursa olsun,
Işığın ardında hep bir karanlık saklı;
Ruhumun göğünde bir isyan var,
Yalnızlığımın keskin rüzgârlarıyla savrulmuş,
Zamanın dokunulmaz akışında,
Kendimi bir gölge gibi izlerim, kaybolmuş...
Ve bilirim, her gece olduğu gibi,
Sabahın aydınlığı hep gelecektir,
Fakat bu karanlıkta bir başka ışık arıyorum,
Yıldızlar ötesinde bir hakikat, bir menzil bakıyorum;
Yıldızlar sessizdir, yollar sessizdir,
Ama içimde çığlık atan bir umut var,
Ona sarılırım, ellerimde birer alev gibi,
Yalnızlığın içinde, bir başıma...
Ellerim yıldızlara uzansa da,
Asıl yıldız içimde doğacak, bilirim,
Ve o gün, yolun sonunda,
Kendi ışığımı bulurum sessizce...
Yıldızlar kadar uzak, ama bir o kadar yakın,
Her adımda biraz daha yakınlaştığım o menzil,
İçimde taşıdığım isyanı susturacak,
Ve yalnızlığım yıldızların ışığında eriyecek;
Düşen her yıldız bir adım,
Yürüdüğüm yolun şarkısıdır artık,
Yıldızlara uzanan ellerimde,
Bir isyan değil, bir umut olacak yalnızlığım...
Bahadır Hataylı/10.10.2024/Namazgah/İST