0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
204
Okunma
Beni yokluğun değiştirdi, isyankâr oldum
Hep kokunu, tenini aradım yabancı bedenlerde
Ama senden başka aşkım olmadı
Sen gibi sevemedim kimseyi, sevmeyeceğim de
Bırakıp gittiğin için senden nefret etsem de
Seni her düşündüğümde
Kafam her bozuk olduğunda içtim
Anlayacağın rakı içmek
Seni unutmak için bahanem oldu
Yorgi’nin de her akşam müdavimi oldum
Sağ olsun, masamı şimdi olduğu gibi hep ayırdı
Masaya her oturduğumda
Senin yerine kırmızı bir gül koydum
Ve susmanın çaresizliğini yaşamamak için de
Hep onunla konuştum
Şerefe kadehler kaldırdım sensiz
Bir kadehte senin yerine içtim
Çünkü sen yoktun
Bir türlü kabullenemedim sebepsiz
Haber vermeden gidişini
Bunları yapmasam
Etrafımı yakıp yıkacak
Kendime zarar verecektim
Zaten verdim de
Ama bil ki
Seni sevdiğim için hiç pişman olmadım
Hatta beni terk edip gitsen de
Seni sevmek güzeldi
Belki de ben hep imkânsızı istedim
Hep uçlarda gezdim
Çünkü pişmanlık
Keşke demek bana göre değil
Bu yüzden de hiçbir zaman pes etmedim
Gerekirse bağrıma taş basarım dedim ama olmadı
Yerin dolmadı ve ben çok yoruldum
Uyku gözlerime haram oldu
Hep kâbuslardan kan ter içinde uyandım
Kalbim tekledi ama durmadı
Belki de daha vaktin var, yaşa dedi Yaratan
Önüme çıkan duvarları yıktım sanıyordum
Ama yıkılan duvarların altında kaldığımda
Anladım ki yıkılan benmişim
Dizlerimin üstüne çöküp çaresizliğime
Sensizliğime ağladım
Biliyorum, bir gün ansızın
Çekip gideceğiz bu hayattan
Ve her şey yarım kalacak
Ben bu yarım kalmayı
En çokta beni terk edip gittiğinde anladım
Hani derler ya, gözü açık gitti diye
Sen olmadan galiba
Ben de bu dünyadan gözüm açık gideceğim...