Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Erkan Atlıhan
Erkan Atlıhan

ANTALYA-BİR MASAL VE BİR ARMAĞAN

Yorum

ANTALYA-BİR MASAL VE BİR ARMAĞAN

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

80

Okunma

ANTALYA-BİR MASAL VE BİR ARMAĞAN


“Hiç şüphesiz ki Antalya,
Dünyanın en güzel yeridir.” demiş Atatürk.
Ve ben geldim Antalya’ya,
Kalbimde bir merak,
Gözlerimde tarih,
Ellerimde deniz tuzu
Ve ruhumda bir huzur kıpırtısı…

Kaleiçi’nin dar sokaklarında yürürken,
Her taş, her kapı fısıldar geçmişin hikâyesini.
Ahşap balkonlar, sarmaşıkların gölgesinde saklanır,
Zaman, taş duvarlara sinmiş bir nefes gibidir.
Ayaklarımın altındaki tarih konuşur benimle,
Her adımda bir efsanenin yankısı…
“Kimler geçti buralardan,
Hangi aşklar, hangi vedalar?” diye sorarım kendime.

Kaleiçi Limanı’nda sabah sessiz başlar,
Dalgalar usulca taşlara dokunur.
Martılar gökyüzüne hikâyeler çizer,
Balıkçı ağlarında gün doğar, umut doğar.
Tuz kokusu sarar dar sokakları,
Güneş, surların üzerinden gülümser.
Bir fincan kahveyle denize bakarım
Ve anlarım: huzur burada demirlemiş meğer…

Dağların kucağında, bulutların ardında
Bir şehir gizlenmiş: Termessos.
Rüzgâr, harabelerin arasında dolaşır,
Kuş sesleriyle birleşir, sessizliğe anlam katar.
Burada zaman durmuş gibidir,
Sadece taşlar konuşur:
“Direndik, yaşadık, efsane olduk.”
Ve ben, o taşlara dokunurken,
Kendimi geçmişle bugünün arasında bulurum…

Karain Mağarası’nda yankılanır insanlığın ilk nefesi.
Soğuk taşlar, binlerce yılın sessizliğini taşır,
Işık huzmeleri sarkıtların arasında dans eder.
Ve ben, her damlada geçmişin gözyaşını görürüm.
Bir mum ışığı gibi sönüp yanan zaman,
İçimde bir saygıya dönüşür.
“İşte insanlık burada başladı,” derim,
“Ve ben, onun devamıyım…”

Perge’nin sütunları göğe uzanır,
Zamanın kudretli tanığı gibi dimdik.
Güneş, taşların arasından süzülürken,
Roma’nın nefesi hâlâ dolaşır avlularında.
Ve ben, her adımda geçmişe dokunurum,
Bir imparatorluğun yankısını duyarım.
“İhtişam, işte bu sessizlikte saklı,” derim,
Tarihin kalbi önümde atarken…

Aspendos’un görkemli tiyatrosunda yankılanır zaman,
Her taş, her sütun,
Antik kahkahaların ve gözyaşlarının tanığıdır.
Rüzgâr gelir, sahnenin sessizliğiyle birleşir,
Geçmişi bugüne taşır.
Ve ben oturur, hayal ederim,
Binlerce yıl önce insanların ayak seslerini,
Aşklarını, sevinçlerini, savaşlarını
Ve kalplerinin gizli hikâyelerini…
“Ben de buradayım,
Geçmişle şimdiyi birleştiriyorum,” derim kendi kendime.

Side’de güneş batarken,
Deniz bir altın aynaya dönüşür.
Kumlar ılık, dalgalar usulca vurur sahile.
Ve içimde bir huzur, bir dinginlik…
Tapınakların gölgesi yavaşça uzanır,
Köklü tarih, dalgaların melodisine karışır.
Küçük balıkçı tekneleri,
Martı çığlıklarıyla birleşir.
Ve ben kaybolurum
Bu sessiz, büyülü tabloda…
“Ne kadar küçükmüşüm,
Ne kadar büyükmüş dünya,” diye iç geçiririm.

Alanya Kalesi göğe yükselir,
Gökyüzüyle buluşur taşları.
Ve ben tırmanırken surlarına,
Rüzgâr saçlarımı savurur.
Deniz, ayaklarımın altına
Serilmiş bir mücevher gibi parıldar.
Gökyüzüyle denizin birleştiği noktada
Kalbim özgürleşir, zaman yavaşlar…
“Her taş bir tarih,
Her nefes bir hatıra,” derim, durup bakarken.

Damlataş Mağarası’nda nefes alırken,
Serin taşlar, zamanın yavaşlığını öğretir bana.
Huzur, sessizlik, sağlık ve dinginlik
Bir araya gelir, içimde bir melodi yaratır.
Sarkıt ve dikitler ışığı kırar
Ve ben, her damla suyla yeniden doğarım.
“Hayat, işte bu damlalarda saklı,” diye mırıldanırım.

Kleopatra Plajı’nda
Efsanelerle yüzleşirim denizle.
Sıcak kumlar ayaklarımı okşar,
Su, dağlardan inip denize koşmuş gibi serin,
Beni sarıp sarmalar,
Bir çocuk gibi özgür bırakır.
Dalgalarla oynarım,
Güneşin altın ışığı saçlarımda dans eder.
“Belki de zamanın en güzel anı,
İşte şimdi,” diye fısıldarım kendime.

Alara Çayı, dağlardan doğar,
Kıvrılarak maviye kavuşur.
Düden Şelalesi coşkuyla çağlar,
Suyun sesi, kalbime işleyen bir melodi gibidir.
Bir yanda köpükler, bir yanda yeşilin bin tonu…
Ve ben, suyun dansını izlerken,
Hayatın da böyle akıp gittiğini anlarım.
“Her damla bir umut,
Her düşüş bir yeniden doğuş,” derim.

Kurşunlu Şelalesi’nde doğa bir tablo gibi.
Her yaprakta, her çiçekte bir sır gizli.
Kuş sesleri yankılanır,
Suyun kristal tınısıyla birleşir.
Ve ben, bu sessiz orkestra içinde,
Ruhumu doğaya teslim ederim.
“İşte huzur burada,” derim,
“Bir su damlasında, bir kuş sesinde…”

Phaselis’in limanında deniz aynaya dönüşür,
Gemilerin gölgeleri taşlara vurur.
Olympos’un dağları dumanla sarılı,
Efsanelerle örülmüş bir sessizlikte bekler.
Adrasan’da gün batarken,
Deniz turuncuya boyanır,
Rüzgâr saçlarımı okşar.
Ve ben, her renkte bir huzur bulurum.
“Zaman burada dinleniyor,” derim,
“Ve ben onunla birlikte…”

Çıralı’nın gecelerinde
Yanan taşların arasında dans eder alevler,
Chimera’nın sonsuz nefesiyle…
Likya yollarında yürürken,
Her adımda tanrıların ayak izlerini hissederim.
Ve Noel Baba’nın yaşadığı Myra’da,
Tanrıça Kybele’nin Artemis’e dönüştüğü topraklarda,
Tarih bir ana kalbiyle sarar beni.
“İnanç ve efsane, burada kardeş,” derim.

Kekova’nın sularında
Bir şehir uyur sessizce.
Cam gibi berrak denizin altında,
Taş duvarlar, amforalar, liman izleri…
Ve ben, bir dalganın aralığında
Yüzyılların sırlarını görürüm.
“Zaman batmaz,” diye fısıldar deniz,
“Sadece şekil değiştirir.”

Kaş’ta deniz sonsuz bir aynadır,
Gökyüzünü, kalpleri, hayalleri yansıtır.
Kalkan’da ise güneş,
Dağların ardından sessizce veda eder.
Küçük tekneler döner limana,
Rüzgâr yumuşak, deniz dingin…
Ve ben, bu manzaranın içinde
Kendimi bulurum yeniden.
“Ne kadar küçükmüşüm,” derim,
“Ne kadar büyük bu dünya…”

Patara’da sessizlik konuşur,
Kum tepeleri rüzgârın ellerinde dans eder.
Ve tarih, burada da bir nefes gibi akar,
Ayak izlerim kaybolurken.
Geçmişin gölgesi bana eşlik eder,
Ve ben her adımda kendime biraz daha yaklaşırım.
Tuzlu rüzgâr, antik taşların hikâyelerini taşır,
Deniz ve gökyüzü sonsuz bir uyumla birleşir.
“Ben de bu uyumun bir parçasıyım,” derim,
İçim huzurla dolarken.

Doğal güzellikler arasında,
Torosların doruklarından baktığımda,
Saklıkent’in karla kaplı beyaz zirvelerinden
Güneşe, kuşların süzülüşüne,
Denizin maviliğine uzanır gözlerim.
Yaban çiçekleri, uçurum kenarlarında dirençle açar.
Ve her manzara, ruhuma dokunan bir şiir fısıldar.
“İşte özgürlük, işte hayat,
İşte Antalya,” diye düşünürüm derin bir nefesle.

Antalya…
Sığınılacak bir liman,
Huzurun, sağlığın ve yaşamın kucakladığı şehir.
Bir rüya ve bir gerçek;
Denizle güneşin, tarihle doğanın,
Aşkın ve sessizliğin birleştiği yer…

Ve ben burada,
Kumların arasında,
Tarih taşlarının gölgesinde,
Rüzgârın ve dalgaların melodisiyle,
Kendimi yeniden bulurum Antalya’da.
Dünyanın en güzel köşesinde,
Gözlerimi kapatıp dalarım maviye.
Kalbimde bir minnet,
Ruhumda bir şükran…
Her dalga bana fısıldar:
“Sen de bu güzelliğin bir parçasısın,
Çünkü Antalya’da yaşam,
Bir masal ve bir armağan…”

Ve artık biliyorum;
Her adımımda, her nefesimde,
Bu şehir bana ait,
Ben de ona…

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Antalya-bir masal ve bir armağan Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Antalya-bir masal ve bir armağan şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ANTALYA-BİR MASAL VE BİR ARMAĞAN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL