0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
69
Okunma
Yoruldum Sevgili!
Büyük şehirlerin boğuk gürültüsünden,
Sokak ortasında susturulan çocuklardan,
Kadınlardan
Ve toprağa hasret kalan ormanlardan…
Yeşilin yerini beton aldı,
Hayvanlara yaşam hakkı yok artık…
Birbirine düşman kesilmiş insanlık.
Yoruldum…
İnsan yerine konmamaktan,
Hakların her gün biraz daha çiğnenmesinden,
Hırsızdan kahraman,
Yolsuzdan lider çıkarılmasından…
Gençlerin umutsuz,
Geleceğin karanlık olmasından,
Güzel ülkemin değerlerinin
Bir bir yok sayılmasından...
Yoruldum sevgili!
Sahte yüzlerden,
Yalancı kalplerden,
Dudağında bayat bir “aşk” taşıyanlardan…
Eksik kelimelerle dolu cümlelerden,
İçinde sevgi olmayan sevgilerden…
İyiler, hep kenara itilmiş,
Kötüler, birbirine kol kanat germiş.
Kimin eli kimin cebinde belli değil…
Kimin kalbi kiminle…
Manalar yitmiş,
Boş sözler alkışlanır olmuş,
Doğru unutulmuş,
Yalana siper olan omuzlar çoğalmış.
Ve dostluk,
Artık menfaatin terazisinde ölçülür olmuş.
Ne garip bir zamana denk geldik sevgili…
Gariban gönlüm bir başına kalmış.
Gel,
Kalk gidelim!
Issız, sessiz, uzaklara…
Çiçekler çoktan baharı serpmiş dağlara,
Yağmur yeniden yeşertir belki
Oralarda gizlenmiş umut tohumlarını…
Buralarda kalırsak sevgili,
Koparız kendimizden,
Zarar üstüne zarar işler ruhumuza.
Eylül de geçip gidecek zaten,
Kışa ne kaldı ki şurada?
Tez elden gidelim…
O kimselerin uğramadığı,
Issız, sessiz
Ve hâlâ tertemiz kalmış
Bir dağ başına…
Ömür bitmeden,
Aşk ve sevgi bitmeden…