0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
114
Okunma
Papatyam!
İçimdeki özlemi, hasreti
Senden başka kim dindirecek?
Bana kim teselli olacak?
Ben sensiz yarım ve eksik kalmak istemiyorum
Zaten bu dağ başında, yeterince acı çekiyorum
Ben sensiz bu ayrılığa, acıya dayanamam
Karşımdaki tepenin yamacına doğru amaçsız bir şekilde
Ağır ağır yürüyerek ot dolu bir düzlüğe geldim
Rüzgârla bir o tarafa, bir bu tarafa savruluyor
Kırağı düşmüş otlara
Atılan adımlarımın izi belli oluyor
Adeta iz bırakarak yürüyorum
Botlarım ve paçalarım kırağıdan ıslandı
Yine de devam ettim
Önümde bir ağaçlık alan var içinden kuş sesleri gelen
Bir süre sonra daraldım
Kesik kesik nefes alıyorum
Anlamadığım bir şekilde nefesim kesildi
Diz bağlarım çözüldü, ayaklarım ise sızlıyordu
Hasta mıyım, niye takatim kesilmişti?
Hâlbuki kendimi ruhen olmasa da
Bedenen iyi hissediyordum
Oturdum bir yere
Kan rengi, zifiri karanlıklara doğan güneş
Meşe ağaçlarının dalları arasından bana göz kırpıyor
Yüzüme bir sıcaklık veriyordu
Orada kalakaldım öylece
Güneş ışığı bana iyi gelmiş olacak ki dalıp gitmişim
Uzun süre oturdum, ne düşündüğümü hatırlamıyorum
Amaçsız ve ruhsuz bir şekilde ortalıkta dolanıyorum
Galiba değişik bir şeyler arıyorum
Ellerimi ovuşturuyorum
Nedense bilmediğim bir heyecan var içimde
Belki de stresten tırnaklarımı kemiriyorum
Ortalıkta kararmaya başladı
Birazdan her şey bir ölüm sessizliğine bürünecek
İn cin top oynayacak
Ortalık tam olarak kararmadan
Alacakaranlığın içinde mevziime döndüm
Bu yaşadığımız zorluklar baş edilir cinsten değil
Nasıl dayanacağım, bilmiyorum?
Bazen, bir kişiyi çok severiz
Ölümüne sahipleniriz
Aşk seven için, azalan bir şey değildir
Bunun için de çoğu zaman mücadele etmek gerekir
Pes edenler ise asla kazanamaz
Kaybettiğin nokta da ayağa kalkıp
Kazanmak için hedefine yürüyeceksin
Belki de bir daha göremeyeceğim seni
Gittikçe uzaklaşacaksın benden
Ama ben sana ulaşmak
Kavuşmak için sana giden yoldan asla dönmeyeceğim
Son nefesime kadar, düşsem de yürüyeceğim…