0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
143
Okunma
Bir uçurum kenarındaydı kadın
Bir kayanın üstüne çıktı
Yüzüne vurup saçlarını uçuran rüzgâra aldırmadan
Etrafına bakınmaya başladı
Altında uçsuz bucaksız masmavi bir denizin dalgaları
Parçalamak istercesine kayalıklara vuruyor
Üstünde pamuk yığınları gibi
Gittikçe kararan bulutlar uzanıyordu
Gökyüzünde ise bir kaç kuş
Gelmekte olan yağmurdan uzaklaşarak, kayboluyordu
Gözlerini kapatıp dün gece yaşadıklarını düşünmeye başladı
Yüzü kızarmıştı, gözlerinde şimşekler çaktı
Kendi kendine kızıyordu
Ama olan olmuştu ve geri dönüşü olmayan bir yola girmişti
Ne de olsa son pişmanlık para etmiyordu
Esmekte olan rüzgârın uğultusunu kulaklarında hissetti
Esen rüzgârın ardından gelen yağmurun sesi ise
Yüreğine akan gözyaşlarına eşlik ediyordu
Çok geçmeden kararan bulutlar
Sağanak bir yağmur olup üzerine boşaldı
Kaçmadı kadın
Sanki vücuduna değen her yağmur tanesiyle
Ruhunu temizliyor, kirlerinden arınıyordu
Gökyüzündeki yağmur bulutları dağılmış
Ve güneş, büyük beyaz bulutların arasından
Gösteriyordu kendini
Güneş ışıklarından kamaşan gözlerini kapattı kadın
Etrafındaki ağaçların yaprakları
Hafifçe esen rüzgârın esintisiyle dans ediyordu
Kendisi de bir süre bu dansa eşlik etti
Sevdiğine sarıldığını sanarak…