2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
493
Okunma
Yine bir sabahın kurşun rengi dairelerini çiziyorum
İliştirdiğim bir ömrün her hecesi kıvranıyor bağ bozumunda
Toprağın ağardığı rüyalardan sıyrılıp
Bir biçme mahremi simsiyahın içinden ellerini uzatıyor
Beynimden bir mekansızlık çağrısı var ölüsüzlük memleketine
Varlığına akan kan sükunet bulası rüzgarın ardına takılır bir göçmen
Tüketebilir misin adımı söylerken bir çığlığın boşluktaki rengini
Kayarken bir yıldızı seçebilir misin yüksekten inen çözülmeleriyle
Sular diyorum temizse gerek var mı yunmaya nehrin betimlemesinde
Yıkadıkları kadar zehri sıyırıp atabilir mi varlığın yoklarını bir celse de
Beni kirpiklerine dokunabilen bir güneş yapabilir misin zulmün zemheride
Endamını gölgesine gizlemiş marşların yapmacıklarını bir solukta keseceğim
Kaleleri kapanmış yiğitliğin yasını mahzenler tutuyor ağlarken sebiller
Bir bedenden kaçamayanların çökmüş tacına karalar çalıyor ebabiller
Gelişini karşılayamadık öksüz yetimleri bıraktık çağın mahyasına
Gece görmelerine birer birer uykusuzluk sayıp ayın ihyasına
Seninle yürüyenlerin, senden yürüyenlerin ve sadece yürüyenlerin
Uslanmaz bir ayak bizimkisi göçün kurşunu değmeden toparlanır mı?
5.0
100% (6)