0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
442
Okunma
Aç kuşları artık dogurmuyor ellerim ekmek aslının ağzında yuttu yutacak verilen sözüdür essah
Kaldırım kenarına dizilmiş anasız ,babasız çocukların tümü
cici bir kelam edilme vakti
lakin gümüş tepsi, kurdeleyi ortadan ayıracak bir Makas lazım
bu arada suçlu yüzük suçlu parmaklar gibi görünüyor
Annem kadar elim hamurdan çıkmaz
baba kadar başım gövdeye sahip
Yastığı koyunda uyuyan ne kadar insan varsa
Sabaha ilk gülüşü güneş gibiyim
Peşinde değilim kimi anlattığı
Aklımda kalmıştı
Bir leylek getirdi hikâyesi
sütü kesilen meme diğer memeye muhtaç ve taşı yutarmış sevgiye aç olan
Dağ yutarım iki gözümün çiçeği için
acım göğün koynunda
sesim olta atmış bilinmeyen denizlere
Ayaklarıma ellerime bir küçük düğüm atılmış
tanrıların ihmali var burada
Ben yeşil gözlüm dedikçe
her düğüm kendi içine açılır
Her aşk kendi ölüsünü yıkar ve gömer fikrin- deyim
Aşk bu taşıyamayacağı lafı ağzını alıp çalkalayıp tükürdüğü vakit
His eder karşı dağlar
Tarihi değiştirmek yasal uyarılar koymak pencereye konan kuşun vebali gibi
hafif hafifim tüy misali
Her yanlışta
topragl kirli ve ayaklar suya değince
gökyüzü de tanışık olur öfkeye
Çıplak teni örten gök kubbe daha bir çıplak olduğuna göre sevmeyi beceren adamı
Bul ve sev... telaşı içindeyim....mm
5.0
100% (6)