10
Yorum
46
Beğeni
5,0
Puan
1189
Okunma

Vakit
Bir akşamüstü
Gün aydınlıktan kızıla sarılırken
Sen beni bırakıp gidiyordun
Dönüp arkana bile bakmadan
Elveda demek düşmüyordu benim payıma
Kendi halindeydi göçmen kuşlar
Rengiyle tersyüzdü gökyüzü
Senden önce
Silik bir hayal geçiyordu gözlerimden
Oturduğum bank Ve etraftaki kır çiçekleri
Benden önce sana küskünlerdi
Avlu boyu sarmaşıklar içine kapanmış
Sessiz ve ıssızca
Benden önce sana boyun büküyorlardı
Senden önce
Hiç hesap tutmadım
Kaç göç geçti ömrümden saymadım
Sen gidiyordun
Bir akşamüstü
Oysaki gidenlerin çoğu
Gün aydınlıktan kızıllığa sarılırken gitmişlerdi
Senin beni bırakıp gittiğin vakitte
Dönüp onlarda arkasına bakmamıştı
Elveda dememişlerdi
Bir ezan, bir sala sesi idi hoşcakalları
Payıma vedasız kayıplarım düşmüştü
Yine aynı kendi halindeydi göçmen kuşlar
Gökyüzü yine kendi âleminde
Ve çok üşüyordum ben
Kendi halimde
Bir ah vardı dilimde
Sen kendine havari
Ben bin ölüyordum
Kâkülümde bir tutam sevgiyle
Kardelen baharında yanıp tutuşuyordum ben
Şairdim
Ama mahlassızdım
Koynumda annemin mirası hüzün bohçası
Takipçimdi üç gece kuşu
Sen giderken bile
Öylesine sımsıkı sarılmıştım ki ben sana
Ben öldüm
Buyur gönlünce otur taziye soframa
Bir dua makamı fırsat
Dönüp baktın ya arkana
Umurumda mı sanırsın
Ruhumdaki topuk dikeninin sancısı
Sendin yaz köşem
Ama gidiyordun
Ahh kış köşem… Sen yine gidiyordun
Sen gidiyordun ama ben hep ölüyordum
Adı ecel olan bir vuslat iliştiriyorum şimdi şuraya
Umarım okumayı unutmamışsındır…
Üç ihlas ile bir Fatiha’yı
Senden önce göçenlerime
Ve arkandan ölen bana!..
#hüzünlükent
Ondört Ekim 2021
5.0
100% (27)